YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/9699
KARAR NO : 2009/6849
KARAR TARİHİ : 14.05.2009
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15.04.2000-01.09.2006 tarihleri arasında aralıksız olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 15.4.2000-1.9.2006 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacı adına davalı torna atölyesi işyerinden bir bildirimde bulunulmadığı, işyerinin 1.2.2006 tarihinde yasa kapsamına alındığı anlaşılmaktadır .
Somut olayda davacı ve davalı tanıkları davacının sanayiye gelip gittiği, davalıya ait torna atölyesinde bazı günler saat 10.00 da gelerek çalıştığı yönünde benzer ifadelerde bulunmuşlardır.Bu durumda süreleri konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte çalışma olgusunun kanıtlandığının kabul edilmesi gerekirken, mahkemece bu tür hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin olduğu resen araştırma yapılması gerekeceği dikkate alınmaksızın tanık beyanları net olmadığından davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davacının davalı işyerinde uyuşmazlık döneminde hangi tarihler arasında, ayda veya haftada kaç gün kaç saat süreyle çalıştığının tespit edilmesi, için davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek zabıtaca komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlar resen tesbit edilip beyanlarına başvurmak, varsa işçiye yapılan ücret ödenmesine ilişkin kayıt ve belgeleri temin etmek ve davacının çalışmaları konusunda tüm deliller birlikte değerlendirilerek çalıma sürelerini tespit ederek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.