Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2008/4699 E. 2008/4073 K. 13.03.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/4699
KARAR NO : 2008/4073
KARAR TARİHİ : 13.03.2008

MAHKEMESİ : Zonguldak 2. İş MahkemesiTARİHİ : 29/01/2008NUMARASI : 2007/753-2008/17 Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının meslek hastalığı sonucu oluşan sürekli işgöremezlik oranında %13,2 oluş nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, Sosyal Sigortalar Kurumu Z.U.M.Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin 23.08.2007 gün ve 1814 sayılı raporuna göre dava kabul edilmişse de eksik inceleme ile sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.Davalı yanca, sürekli işgöremezlik oranını belirleyen adı geçen hastane raporuna itiraz edildiğine göre, 2007 tarihinde % 13,2 olarak belirlenen işgöremezlik oranının tıbben olanaklı olup olmadığı konusunda, öncelikle 506 sayılı Yasanın 109. maddesinde öngörülen prosedür uyarınca Kurum Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınması zorunludur. Ancak, bu rapora karşı somut verilere dayanan bir itiraz olursa Adli Tıp Kurulundan rapor alınarak sonuca gidilir. Yasal prosedür işletilmeden yukarıda yazılı hastane raporu ile yetinerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Öte yandan davacının vekiline vermiş olduğu dava dilekçesine ekli vekaletnamede vekalet verenin A.Ç.olduğu açıklanmış olmasına kesin vekaletnamenin alt kısmında ve üst kısmında davacı ad ve soyadının A.Ç.olarak yazılı bulunduğu görülmüş olmasına karşın bu çelişki üzerinde durulmaksızın dolayısı ile davacının A.Ç.mı yoksa A.Ç.mı olduğu kesin olarak saptanıp gerekirse buna göre yeniden davacı vekilinden vekaletname alınması gerektiğinin göz ardı edilmesi de doğru görünmemiştir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.