YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/20095
KARAR NO : 2009/16985
KARAR TARİHİ : 24.12.2009
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, murisinin davalı işveren nezdinde 1991-ölüm tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının murisinin davalılara ait işyerinde 1991 tarihinden ölüm tarihine kadar bir yıl dışında kesintisiz olarak çalıştığı iddiasına dayalı davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı murisi adına davalı işyerinden işe giriş bildirgesi verilmediği, davalılara ait işyerinden bildiriminin yapılmadığı,davalılardan …adına kayıtlı işyeri bulunmadığı,davalı … adına kayıtlı 68193 nolu işyerinin 20.01.1992 tarihinde kanun kapsamına alındığı ve halen faal olduğu,dinlenen davacı tanıkları bordro tanığı olmadığı gibi komşu işyeri tanığı olup olmadıklarının da anlaşılamadığı,davalı bordro tanıklarının ise davacı murisinin yardım amaçlı ve gündelikçi olarak, bazen de başka işyerlerinde olmak üzere çalışmasını doğruladıkları, 1992 ve 1993 yıllarından itibaren davalı işyerinde çalıştıklarını söyledikleri halde kendilerinin de hizmetlerinin eksik bildirildiği anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, mahkemece komşu işyeri tanığı olup olmadıkları tesbit edilemeyen ve belgelendirilmeyen yetersiz tanık beyanlarına dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Yapılacak iş, bu tür davaların kamu düzenine ilişkin olduğu göz önünde bulundurularak, davacı murisi ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının veya işverenlerin beyanlarına başvurmak, daha önce dinlenen davacı tanıklarının komşu işyeri tanığı olduklarını belgelendirmek ve tüm delilleri birlikte değerlendirmek suretiyle sonucuna göre karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.