YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/19823
KARAR NO : 2009/16654
KARAR TARİHİ : 21.12.2009
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(İş)Mahkemesi
Davacı,borçlanma bedeli prim borcunu ödediği tarihi takip eden aybaşı olan 1.11.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dava; davacının 01.11.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespiti ile aksine Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş ise de varılan bu sonuç doğru değildir.
Gerçekten, Davacının Sigortalılık başlangıç tarihinin 08.11.1975 olduğu ve tahsis talep tarihi olan 10.10.2007 tarihi itibari ile 3201 sayılı yasa kapsamında Fransa’da ev hanımı olarak geçen 08.11.1975-08.11.1990 tarihleri arasındaki 5420 günü kuruma borçlanarak 15 yıldan fazla sigortalılık süresinin bulunduğu konusunda uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık davacının yaşlılık aylığı şartlarının yurt dışı borçlanmasını yaptığı tarih olan 09.10.2007 tarihinde yürürlükte olan 1479 sayılı yasanın 35/2. maddesi uyarınca mı yoksa 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı yasanın 39 maddesi ile 1479 sayılı yasaya eklenen geçici 10.madde hükümlerine göre mi belirleneceği noktasında toplanmaktadır.
1479 sayılı Yasa’nın geçici 10/1 maddesi; Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümlere göre,bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşı itibariyle aylık bağlanmasına hak kazananlar ile aylık bağlanmasına hak kazanmalarına iki tam yıl veya daha az kalan sigortalıların, tam veya kısmi yaşlılık aylığı talep haklarının saklı olduğunu kabul etmiştir. Yurt dışı hizmet borçlanmasının yapıldığı 09.10.2007 tarihinde yürürlükte bulunan 1479 sayılı yasanın 35/2 maddesi ise sigortalının yaşlılık aylığından yararlanabilmesi için kadın ise 60, erkek ise 62 yaşını doldurmuş olması, 15 yıldan beri sigortalı bulunması gerektiğini kabul etmiştir.
Somut olayda davacının 1955 yılında doğduğu açık olup, 3201 sayılı Yasa kapsamında Fransa’da ev hanımı olarak geçen hizmetlerinden 5400 günü kuruma 09.10.2007 tarihinde ödemiştir.Davacının 4447 sayılı yasanın 39 maddesi ile 1479 sayılı yasaya eklenen geçici 10 maddesinin yürürlüğe girdiği 08.09.1999 tarihinde Türkiye’de 1479 sayılı yasa Kapsamında sigortalı olarak çalışması bulunmadığı gibi bu tarih de 3201 sayılı yasa kapsamında yapılmış bir borçlanması da bulunmamaktadır. Bu durumda davacının yaşlılık aylığı bağlanma koşullarının 3201 sayılı yasa kapsamında Kuruma borçlanmanın yapıldığı 09.10.2007 tarihinde yürürlükte bulunan 1479 sayılı yasanın 35/2 maddesine göre değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 gün ve 2005/10-138 E,2005/221 K,15.03.2006 gün ve 2006/21-36E,2006/80 K. Ve 08.07.2009 gün ve 2009/21-309 E,2009/322 K, sayılı ilamları da aynı yöne ilişkindir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.