YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/19401
KARAR NO : 2009/16213
KARAR TARİHİ : 14.12.2009
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 01.04.2008 tarihinden itibaren aylık bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, 1.4.2008 tarihinden itibaren 3201 sayılı Yasa uyarınca yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitini istemiştir.
Mahkemece istemin kabulüne karar vermiştir.
Dosya içeriğinden davacının yurt içinde çalışmalarının bulunmadığı, Almanya’da 21.10.1974-19.8.2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarından 5000 gününü 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanarak borçlanma bedelini 12.3.2008 tarihinde ödediği ve 20.3.2008 tarihinde yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu, kurumun davacının yaşlılık aylığı talebini yurt dışında çalışmasının bulunmaması nedeniyle ödemenin yapıldığı tarihten borçlanılan süre kadar ( 5000 gün) geriye giderek sigortalılık başlangıcının 2.4.1994 tarihi olarak belirleyerek sigortalılık süresi koşulunun oluşmaması nedeniyle red ettiği, mahkemenin ise bilirkişi raporu doğrultusunda Almanya’da ilk işe girilen tarihin yurt içinde de geçerli olduğunu bu durumda yaş ve gün koşulu ile birlikte 25 yılllık sigortalılık süresi koşulununda oluştuğu gerekçesiyle davacıya 1.4.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verdiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık davacının yaşlılık aylığı şartlarının yurt dışı borçlanmasını yaptığı tarih olan 12.3.2008 tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa’nın 60/A-b maddesi uyarınca mı yoksa 25.8.1999 tarih ve 4447 sayılı Yasa’nın 17.maddesi ile 506 sayılı Yasaya eklenen geçici 81. madde hükümlerine göremi belirleneceği noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasa’nın geçici 81/A maddesi bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümlere göre yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olanlar ile sigortalılık süresi 18 yıl ve daha fazla olan kadınlar ile sigortalılık süresi 23 yıl ve daha fazla olan erkekler hakkında bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümlerinin uygulanacağını kabul etmiştir. Yurt dışı hizmet borçlanmasının yapıldığı 12.3.2008 tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa’nın 60/A-b maddesi ise sigortalının yaşlılık aylığından yararlanabilmesi için kadının 58 erkeğin ise 60 yaşını doldurmuş olması 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 4500 gün prim ödemesi gerektiğini öngörmektedir.
Somut olayda 18.1.1960 doğumlu olan davacı 3201 sayılı Yasa kapsamında Almanya’da 21.10.1974-19.8.2007 tarihileri arasında geçen çalışmalarından 5000 günü borçlanarak 12.3.2008 tarihinde ödemiştir. Davacının 4447 sayılı Yasa’nın 17.maddesi ile 506 sayılı Yasaya eklenen geçici 81. Maddesinin yürürlüğe girdiği 8.9.1999 tarihinde Türkiye’de Sosyal Sigortalar Kapsamında sigortalı çalışması bulunmadığı gibi bu tarihte, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılmış bir borçlanması da bulunmamaktadır. Bu durumda davacının yaşlılık aylığı bağlama koşulları yönünden kuruma 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanmanın yapıldığı 12.3.2008 tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın 60/A-b maddesi itibariyle değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Yargıtay Genel Kurulu’nun 2005/10-138-221, 2006/21-36-80 ve 2009/21-309-322 sayılı kararları da bu yöndedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.