YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/19306
KARAR NO : 2009/16617
KARAR TARİHİ : 21.12.2009
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(İş)Mahkemesi
Davacı,18.6.2001 talep tarihi itibariyle malulen aylığa hak kazandığının tesbitiyle aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava,davacının 18.6.2001 talep tarihi itibariyle malulen aylığa hak kazandığının tespiti ve aylıklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkeme,davacının 18.6.2001 tarihi itibariyle 2/3 oranında iş gücünü kaybettiğinden malul sayılması gerektiğinin tespitine ve bilirken aylıklarından 100,00 TL nin dava tarihinden,16.934,85 TL’nin ıslah tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden,davacının 18.6.2001 tarihinde Kurumdan maluliyet aylığı talebinde bulunduğu,Kurumun talebi üzerine Yozgat Devlet Hastanesinden 22.6.2001 tarihli rapor ile Atatürk Göğüs Hastalıkları Hastanesinden 28.6.2001 tarihli raporun alındığı,hastalığının “bilateral kistik bronşiektazi”olarak belirlenerek çalışarak hayatını kazanamayacağının bildirildiği,Kurumun raporları incelemesi sonucunda davacının 2/3 oranında malul olmadığı tespiti ile maluliyet aylığı isteğinin reddedildiği ,Yüksek Sağlık Kurulu’nun 1.5.2007 tarihli kararı ile de çalışma gücünün 2/3 ünü kaybetmediğinin belirlendiği Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’nun 28.12.2007 tarihli raporunda ise “pulmoner hipertansiyon,hipoksi ve orta derecede obstrüktif solunum bozukluğu” arızası nedeniyle beden çalışma gücünün en az 2/3 sini kaybettiğinin mütalaa edildiği,dosya içindeki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 14.12.1983 tarihli sağlık kurulu raporunda davacının iki taraflı “fibrokistik akciğer hastalığı”tanısı ile askerliğe elverişli olmadığı kararının verildiği 27.11.2006 tarihli hesap özeti ve diğer belgelere göre davacının 12.11.1985 tarihinden itibaren 1479 … sigortalısı ve 21 yıl 18 günlük sigortalılık süresi bulunup primlerinin 3.9.1985-18.6.2001 tarihleri arasında yatırıldığı ve 20.616,60 TL prim borcunun bulunduğu,kendi ad ve hesabına bağımsız faaliyeti nedeniyle 12.7.1985-28.12.1992 tarihleri arasında vergi kaydının ve 9.1.1986 tarihinden itibaren devam eden oda kaydının bulunduğu,anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa’nın 28/2.maddesinde,bu Kanuna tabi sigortalılığının başladığı tarihte malul sayılacak derecede hastalık veya arızası bulunduğu önceden veya sonradan tespit edilen sigortalının malüllük sigortası yardımlarından yararlanamayacağı öngörülmüş,aynı Yasa’nın 29.maddesinde malüllük aylığından yararlanma koşulları belirtilmiş,Yasa’nın 31.maddesinde ise malullüğün tespit edildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren malullük aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyadaki Türk Silahlı Kuvvetlerinin 14.12.1983 tarihli raporunda davacının askerliğe elverişli olmadığının belirtilmesi,davacının 12.11.1985 tarihinden itibaren sigortalılığının başlaması ve Yüksek Sağlık Kurulu kararı ile Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu kararı arasındaki çelişki ve özellikle Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinin kararında maluliyet başlangıcının açıkça belirtilmemesi karşısında 1479 sayılı Yasa’nın 28/2 maddesi ile 31.maddesi uyarınca maluliyet başlangıcının belirlenmesi gerektiği,ancak,Mahkemece yukarıda belirtilen hususların dikkate alınmadığı ,raporlar arasındaki çelişkinin göz ardı edildiği,maluliyet başlangıcının saptanmadığı ve 1479 sayılı Yasa’nın 29.maddesindeki aylık koşullarının ne şekilde oluştuğu belirlenmeksizin sonuca gidildiği ortadadır.
Yapılacak iş,raporlar arasındaki çelişkiyi gidermek üzere Adli Tıp Genel Kurulu’na gitmek maluliyet oranını ve başlangıcını tespit ettirip sonucuna göre aylık koşulları ve aylığın başlangıcı belirlenerek karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yetersiz araştırma ve eksik inceleme sonucu kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup,bozma nedenidir.
O halde,davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.