YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/18712
KARAR NO : 2009/15788
KARAR TARİHİ : 07.12.2009
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı,davalı işveren nezdinde 3.7.1992-16.8.2000 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
Davacı, davalıya ait inşaat iş yerlerinde 03.07.1992-16.08.2000 tarihleri arasında geçen ve SSK na eksik bildirilen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı belgelerin aksi tanıkla ısbat edilemeyeceği gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527. 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıl ve belgelerden davacının davalıya ait 120952. 1284535. 1001405.1004251. 1006953. 1016252. 1018950 ve 1030350 sicil nolu inşaat işyerlerinden kısmi bildirimlerin yapıldığı. 1030350 sicil nolu iş yerine ait dönem bordrolarının getirtiliği. diğer iş yerlerine ait dönem bordrolarının getirtilmediği, işveren tarafından davacının çalışmaları ile ilgili ücret ödemelerinin gösterir imzalı ücret bordrolarının ve iş yeri dosyasının mahkemeye gönderilmediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda davalı adına tescilli iş yerlerine ait dönem bordroları getirtilmediğinden dinlenen tanıkları yukarıda açıklandığı üzere uyuşmazlık döneminde çalışmaları bulunan bordro tanıkları olup olmadıkları anlaşılmadığı halde mahkemece beyanlarına değer verilerek sonuca gidildiği görülmüştür.
Mahkemece yapılacak iş: uyuşmazlık dönemini kapsayan davalı işverence Kuruma verilen dönem bordroları getirtmek, dinlenen taraf tanıklarının dönem bordro tanıkları olup olmadıkları saptadıktan sonra beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek için uyuşmazlık döneminde çalışmaları bulunan başka bordro tanıklarını resen dinlemek, bordro tanıklarının beyanlarının yeterli olmadığı durumda davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlar tesbit edilip beyanlarına başvurmak, tüm deliller birlikle değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.