Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2008/16865 E. 2009/6684 K. 11.05.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/16865
KARAR NO : 2009/6684
KARAR TARİHİ : 11.05.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan işçinin uğramış olduğu maddi ve manevi zararların giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece istemlerin reddine karar verilmiş ise de, bu sonuç aşağıdaki nedenler gereği doğru değildir.
1-Hükme esas alınan hesap raporunda; zararlandırıcı sigorta olayına uğrayan sigortalının tazminatının hesabında ücret olarak asgari ücretin alındığı ortadadır. bu durumda asgari ücret kamu düzenine yönelik olduğundan, hüküm tarihine en yakın belli olan asgari ücret dikkate alınmadan 22.3.2006 tarihli eski rapor ile maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi yerinde değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.12.2004 gün ve 2004/21-725-751 karar sayılı ilamında aynı yöne ilişkindir.
2- Davacının iş kazası sonucu % 40 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, olayda davacının % 30 davalı işverenin % 70 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
BK’nun 47 maddesinde hakimin bedensel bütünlüğün bozulması halinde olayın özelliklerini göz önünde tutularak zarar görene adalete uygun bir miktar paranını manevi tazminat olarak ödenmesine karar vereceği öngörülmüştür. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmış hakimin takdir hakkına dayanarak objektif ölçülere göre bir manevi tazminatı hüküm altına alması gerektiği belirlenmiş iken mahkemenin salt maddi tazminat isteminin reddine dayanarak manevi tazminat istemini de reddetmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Yapılacak iş;
a) maddi tazminat yönünden yukarıda açıklandığı üzere hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücrete göre yeniden uzman bir hesap bilirkişisinden rapor almak belirlenen maddi tazminattan yine hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan Sosyal Güvenlik Kurumu peşin sermaye değerini Kurumdan isteyip indirmek ve artan miktar varsa maddi tazminat hükmetmek bakiye zarar kalmaz ise davanın reddine karar vermekten ibarettir.
b) manevi tazminat yönünden ise; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.6.2004 gün 13/291-370 sayılı Kararında belirtildiği üzere; davacı lehine uğranılan zararla orantılı duyulan üzüntüyü hafifletici vede ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı işçinin yaşı ve işverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminata karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.5.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.