YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/16483
KARAR NO : 2009/16858
KARAR TARİHİ : 22.12.2009
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.11.1995-01.06.1996 tarihleri arasında çalıştığının tespitiyle, çalışmalarını iptal eden Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava: Davacı adına davalı işyerinden Kuruma bildirilen çalışmaların gerçek olmadığına ilişkin Kurum müfettiş raporu ve bu rapora göre 01.11.1995 01.06.1996 tarihleri arasında davalı işyerinden bildirilen çalışmaların iptal eden Kurum işleminin iptali ile davacının davalı işyerinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davalı işverenin sigorta müfettişine verdiği, davacının çalışmalarının sağlık sigortasından yararlanmasını temin amacına yönelik olarak Kuruma bildirildiği, fiili çalışmanın bulunmadığına dair beyanın irade fesadını gerektirecek biçimde alındığı kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı Kurumun, işvereninin ”davacının iş yerinde hiç çalışmadığı, hastalık yardımından yararlanması için sigortalı gösterildiği” yolundaki beyanına göre düzenlenen sigorta müfettiş raporunu esas alarak, davacının dava konusu dönemdeki sigortalılığı iptal ettiği, işveren hakkında suç duyurusunda bulunduğu, yapılan yargılama sonunda işverenin delil yetersizliğinden dolayı beraatına dair verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Davacının davalı işyerinde 01.11.1995 18.06.1996 tarihleri arasında geçen çalışmalarının işe giriş bildirgesi, bildirge ve bordrolarla Kuruma bildirilerek primlerinin ödendiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davacının çalışmalarının fiili olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece davalı işverenin sigorta müfettişine verdiği “çalışmanın fiili olmadığına'” ilişkin ifadesi samimi bulunarak sonuca gidilmişse de bu sonuç hatalı olmuştur.
Davalı işverenin sigorta müfettişine verdiği ifadesinde davacının çalışmasının fiili olmadığını bildirdiği görülmekte ise de, aynı kişinin ceza yargılaması sırasında Hakim önündeki savunmasında çalışmanın gerçek olduğunu, sigorta müfettişinin sorusuna verdiği cevabın teftiş tarihinde çalışmanın bulunmadığına ilişkin olduğunu, tutanağı okumadan imzaladığını ileri sürmüştür. Bu duruma göre işverenin müfettiş ve mahkeme ifadeleri arasında çelişkinin ortaya çıktığı çelişki halinde asıl olanın mahkeme önünde verilen ifade olduğu açıktır.
Kurum müfettiş raporları aksi kanıtlanana kadar geçerli ise de ceza yargılaması sırasında dinlenen ve çalışmanın fiili ve gerçek olduğunun vurgulayarak iş\cren savunmasın! doğrulayan bordro tanıklarının yeminli anlatımları ile müfettiş raporunun aksinin kanıtlandığı ortadadır. Nitekim ceza Mahkemesi de bu tanıkların yeminli anlatımlarını esas alarak işveren aleyhine açılan davada beraat kararı vermiştir. Hal böyle olunca çalışmanın gerçek olduğu bordro tanıklarının yeminli anlatımları ile kanıtlandığı halde davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.