Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2008/13776 E. 2009/12529 K. 08.10.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/13776
KARAR NO : 2009/12529
KARAR TARİHİ : 08.10.2009

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı,emeklilik talebini rededen Kurum işleminin iptaline,yaşlılık aylığına hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

1-Dava, davacının sakatlık oranı %40 olduğundan ve 01.09.1988-21.04.2006 tarihleri arasında 17 yıl 7 ay 20 gün sigortalılık süresi ve 5533 gün prim ödeme gün sayısı nedeniyle 506 sayılı Yasa’nın 60/C-b maddesi gereğince yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kabulü ile,Kurum kararının iptaline,davacının işgücü kaybının %40 olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının sakat olması nedeniyle vergi indiriminden yararlanmak için 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 31/2. maddesi uyarınca İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’na müracaatta bulunduğu, Haydarpaşa Numune Hastanesi’nin 30.11.1988 tarihli 6571/E-447 sayılı Sağlık Kurulu raporunda davacının çalışma gücünü %30 oranında kaybettiğini bildirmesi üzerine Maliye Bakanlığı Merkez Sağlık Kurulunca talep incelenerek %30 oranında çalışma gücünü kaybettiği gerekçesiyle talebin reddedildiği, ancak davacının aynı hastaneden alınmış 11.08.1993 tarihli 4654/B-221 sayılı Sağlık Kurulu raporunda davacının çalışma gücünü %40 oranında kaybettiğinin bildirildiği ve işverence düzenlenen aylık ücret bordrolarında sakatlık indiriminden yararlandırıldığı, ne var ki gerek İstanbul Vergi Dairesince gerekse Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünce davacı nın dosyasında çalışma gücünü %40 oranında kaybettiğine ilişkin Haydarpaşa Numune Hastanesinin 11.08.1993 tarihli Sağlık Kurulu raporunun bulunmadığı gibi bu rapor dayanak alınarak Maliye Bakanlığı Merkez Sağlık Kurulunca alınmış yeni bir kararında bulunmadığının bildirildiği, davacının yaşlılık aylığı talebinin de davalı Kurumca bu nedenle reddedilmesi üzerine bu davanın açıldığı, mahkemece Haydarpaşa Numene Hastanesinden çelişkinin giderilmesi yönünde alınan 07.03.2008 tarihli Sağlık Kurulu raporunda davacının çalışma gücünü %40 oranında kaybettiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 74. maddesi gereğince hakim talepten fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez.Mahkemece davacının aylık talebi olduğu göz önünde bulundurularak aylık şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılmak suretiyle aylık talebi ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken, HUMK.’nun 74.maddesine aykırı olarak talep aşılmak suretiyle davacının işgücü kaybı oranının(sakatlık oranının) tesbitine karar verilmesi yerinde değildir.
Davanın yasal dayanağı 9.4.2003 tarih ve 4842 sayılı Kanunu’nun 3. maddesi ile değişik 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 31/2. maddesidir. Anılan maddede “Çalışma gücünün asgarî % 80’ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, asgarî % 60’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgarî % 40’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabının ise üçüncü derece sakat sayılacağı ve aşağıda sakatlık dereceleri itibariyle belirlenen aylık tutarların, hizmet erbabının ücretinden indirileceği, sakatlık indiriminin; – Birinci derece sakatlar için 440.000.000 lira (670.00 TL), – İkinci derece sakatlar için 220.000.000 lira (330.00 TL), – Üçüncü derece sakatlar için 110.000.000 lira (160.00 TL) olacağı, sakatlık derecelerinin tespit şekli ile uygulamaya ilişkin esas ve usullerin Maliye, Sağlık ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarınca bu konuda müştereken hazırlanacak bir yönetmelik ile belirleneceği bildirilmiştir.Anılan madde ve sakatlık indiriminden yararlanacak Hizmet Erbabının Sakatlık Derecelerinin Tespit Şekli ve Uygulanması Hakkındaki Yönetmelik gereğince, sakatlık indiriminden yararlanmak isteyen hizmet erbabının sakatlık derecelerinin tespitinin Maliye Bakanlığınca yapılması gerektiği, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğin 15. Maddesinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre, sakatlık indirimine esas olmak üzere düzenlenen raporlarda, raporu düzenleyen sağlık kuruluşu tarafından işverenin bulunduğu yerdeki İl Defterdarlığına gönderilen Özürlü Sağlık Kurulu Raporu’nun esas alınacağı bildirilmiştir.
506 sayılı Yasa’nın 134. Maddesinde bu Kanunun uygulanmasından doğan uzlaşmazlıkların, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği bildirilmiştir. Somut olayda sakatlık oranına ilişkin uyuşmazlık Gelir Vergisi Kanunundan kaynaklanmaktadır.Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 6. maddesine göre, Maliye Bakanlığı’nın sakatlık derecesinin tespiti ile ilgili işlemlere karşı açılacak davalarda vergi mahkemeleri görevlidir. Sakatlık oranına ilişkin uyuşmazlık vergi mahkemesinde Maliye Bakanlığına karşı açılan dava ile çözümlenebilir.
Somut olayda 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre sakatlık indirimine esas alınacak rapor işverenin bulunduğu yerdeki İl Defterdarlığına gönderilen Özürlü Sağlık Kurulu raporu olduğundan, İstanbul Vergi Dairesince de bu rapor davacının çalışma gücünü %30 oranında kaybettiğine ilişkin 30.11.1988 tarihli rapor olduğundan davacının 506 sayılı Yasa’nın 60/c-b maddesindeki düzenlemeden yararlanabilmesinin temel koşulu “sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmak” olup gerek İstanbul Vergi Dairesi ve gerekse Maliye ve Gümrük Bakanlığı’nın Gelirler Genel Müdürlüğü yazılarından bu koşulun oluşmadığı öncelikle bu konudaki uyuşmazlığın Maliye Bakanlığınca Vergi Mahkemelerinde açılabilecek bir dava ile çözümlenebileceği açık olup bu ihtilaf davacı ile Maliye Bakanlığı arasında çözümlenmeden mahkemece Maliye Bakanlığınca tespit edilip belirlenen sakatlık oranına itiraz hakkında karar verilmesi de kabul şekli bakımından hatalıdır.
Diğer yandan, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 60/C-b maddesinde, Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılardan; ilgili mevzuatı uyarınca, I. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak, II. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az onsekiz yıldan beri sigortalı olmak ve en az 4000 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak, III. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az yirmi yıldan beri sigortalı olmak ve en az 4400 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmaları şartıyla yaşlılık aylığından yararlanacakları bildirilmiştir. Somut olayda 3. derecede sakat olduğunu ileri süren davacının 01.09.1988-21.04.2006 tarihleri arasında 17 yıl 7 ay 20 gün sigortalılık süresi ve 5533 gün prim ödemesi bulunduğu anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca,davacının iddia ettiği gibi çalışma gücünün asgari %40’ını kaybettiğinin ve III.derece sakatlığı olduğunun kabulü halinde dahi 4400 gün prim ödeme koşulunu yerine getirmiş olsa da gerek davalı Kurumca talebinin reddedildiği 25.04.2006 gerekse dava tarihi itibariyle en az yirmi yıldan beri sigortalı olmak koşulu gerçekleşmediğinden yaşlılık aylığından yararlanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Davalı işverenin temyiz itirazlarına gelince; davacının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık davacı ile SGK Başkanlığı arasında olup bu uyuşmazlığın giderilmesi için açılan davada husumet işverene yöneltilemeyeceğinden davalı işveren şirkete yönelik davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken davalı işverenin yargılama giderleri, ve harç ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalı Sandoz İlaç San.Tic.Aş’ye iadesine 08.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.