YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/13567
KARAR NO : 2009/11918
KARAR TARİHİ : 01.10.2009
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı,Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaliyle,borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi …… tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara,toplanan delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan halan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacı hakkında 1998-2002 yılları arasındaki pirim borçları nedeniyle yapılan takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tesbiti(menfi tesbit) istemine ilişkindir.
Mahkemece dava 7 günlük süre içinde açılmadığından reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davaCı hakkında 1998/10.-2001/3. aylar arasındaki pirim borcu nedeniyle 2007/2627 sayılı dosya üzerinden yapılan takipte ödeme emrinin 3.12.2007 tarihinde, 2001/4.-2002/6. aylar arası pirim borcu nedeniyle 2008/303 sayılı dosya üzerinden yapılan takipte ise ödeme emrinin davacıya 11.1.2008 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 80/5 ve 6183 sayılı Yasa’nın 58. maddeleridir. 506 sayılı Yasa’nın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı, diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. 6183 sayılı yasanın 58/1. .maddesine göre ise, “ Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs,böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir.
Somut olayda iptali istenen dava konusu 2007/2627 sayılı takip dosyası üzerinden çıkarılan ödem emri davacıya 3.12.2007 tarihinde yöntemince tebliğ edildiği dosya içerisindeki tebligat parçasından anlaşılmaktadır. Dava ise 16.1.2008 tarihinde açılmıştır. Hal böyle olunca da davanın 6183 sayılı Yasa’nın 58.maddesinde öngörülen 7 günlük süre geçtikten sonra açıldığından 2007/2627 sayılı takip dosyası üzerinden çıkarılan ödeme emrinin iptali isteminin reddi yerindedir, ancak 2008/303 sayılı takip dosyasındaki ödeme emrinin ise davacıya 11.1.2008 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren davanın 7 gün içerisinde açıldığı açıkça anlaşıldığı halde bu takip dosyası yönünden davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken 7 gün içerisinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, 2008/303 sayılı takip dosyası yönünden dava süresinde açıldığından işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 01.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.