Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2008/13562 E. 2009/11892 K. 01.10.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/13562
KARAR NO : 2009/11892
KARAR TARİHİ : 01.10.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Davacı, askerlik borçlanmasının kabulüyle, ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava davacının Bağ Kur sigortalısı iken ölen eşinden dolayı ölüm aylığı istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile davacıya 1.10.2007 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacı murisi …’ün Şırnak Bağ Kur İl Müdürlüğü’nde 1100770139 Bağ No ile kayıtlı olduğu, dosyasındaki 4.10.2007 tarihli hesap ekstresine göre murisin 4.10.2000-20.1.2002 tarihleri arasında 1 yıl 3 ay 16 gün sigortalılığının bulunduğu, 540 gün askerlik borçlanması ile pirim borçlarını en son 17.9.2007 tarihinde yaptığı ödeme ile tamamladığı , 155 gün 506 sayılı Yasa’ya tabi çalışmasıyla birlikte 20.1.2002 tarihinde toplam 3 yıl 2 ay 21 gün sigortalı olduğu, mirasçısı olan davacı eşin 21.6.2006 tarihinde Şırnak İli Bağ Kur İl Müdürülüğü’ne verdiği dilekçe ile ölüm aylığı tahsis talebinin murisin 5 yıl sigortalılığı bulunmadığından reddedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda dava Mardin Asliye Hukuk ( İş ) Mahkemesinde açılmıştır . 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesinde, “İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği”, 15. maddesinde; bu Kanunda sarahat bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir.Genel yetki kuralı dışında düzenleme öngörülmemiş olması karşısında, HUMK’da yer verilen özel yetkiye ilişkin düzenlemelerin İş Mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesinde dikkate alınması gerekmektedir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 17. maddesinde hakiki veya hükmi bir şahsın muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu takdirde o şubenin muamelesinden dolayı iflas davası müstesna olmak üzere o şubenin bulunduğu mahalde dahi dava açılabileceği düzenlenmiştir
Davaya konusu olayda; ölüm aylığı isteminin reddine ilişkin uyuşmazlığın Şırnak … İl Müdürlüğü işleminden kaynaklandığı açıktır. Tüzel kişilere karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme, tüzel kişilerin yerleşim yerinin, yani merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olmakla birlikte, şube işlemleri nedeniyle açılacak dava, taraf olarak bağlı bulunulan merkez davalı gösterilerek, şubenin bulunduğu yerde de açılabilir. “Kurum adına işlem yapmaya yetkili bulunmak” şubenin tanımından ortaya çıkan bir sonuç olup, şubenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olması için tek başına yeterli değildir.
Şubenin bulunduğu yer yetkisi, o şubenin yapmış olduğu işlemlerden, davacıya ait işlemlerin yürütülmesinden doğan uyuşmazlıklarda geçerli olacağı Hukuk Genel Kurulu’nun 16.4.2008 tarih 2008/10-39 Esas ve 2008/334 sayılı Kararı’nda açıkça belirtilmiştir
Bu durumda mahkemece davalının yetki itirazı dikkate alınarak yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermek gerekirken ara kararla yetkisizlik itirazının reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 01.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.