YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/12975
KARAR NO : 2009/11944
KARAR TARİHİ : 05.10.2009
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 20.07.2005-30.04.2007 tarihleri arası iptal edilen sigortalılığının iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, işveren…’e ait sigorta acenteliği işyerinden Kuruma bildirilen hizmet süresinin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile sigortalılık süresinin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme istemin reddine karar verilmiştir.
Davacının, işveren …’e ait sigorta acenteliği işyerinden, sigortalı giriş bildirgesi, aylık bildirgeler ve dönem bordroları ile çalışmalarının Kuruma usulüne uygun olarak bildirildiği, Kurum müfettişliğinin 4.6.2007 tarih ve 2007/123 sayılı raporu sonucunda, işyerinden bildirilen çalışmaların fiili olmadığı, bildirimlerin sahte olduğu gerekçeleriyle iptaline karar verilerek, işyerinin 506 sayılı Yasa kapsamından çıkartılmasına, hizmet sürelerinin iptaline, işveren ve sigortalı hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, Ordu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda; şüpheli…’e ait işyerinin yıllık cirosunun incelenen resmi gelir beyanlarından aylık 100.000-TL’den fazla olduğu, bu kadar büyük cirolu işyerinin tek başına işletilemeyeceği, işyerinde birilerinin çalışıyor olması gerektiğinin hayatın olağan akışına uygun olduğu, işyeri çalışanlarının beyanlarında , söz konusu işyerinde sigortalı olarak çalıştıklarını, SSK tarafından yapılan denetim sırasında iş gereği sürekli hareket halinde olduklarından işyerinde o an için bulunmadıklarını, bu konuda Kurumun kendilerini çağırarak beyanlarını talep etmediklerini, alınan tanık beyanlarından söz konusu şüphelilerin işyerinde sigortalı olarak çalıştıklarına şahit olduklarına beyan ettikleri, alınan tanık beyanları, şüphelilerin ifadeleri ve incelenen deliller ile dosya kapsam ve içeriğinden, şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair soyut iddia dışında başkaca delil edilemediği gerekçeleriyle 21.6.2007 tarih ve 2007/1953 sayılı karar ile kovuşturma yapılmasına yer olmadığına kararı verildiği, Kurumun itirazı üzerine yapılan inceleme sonucunda, Giresun Ağır Ceza Mahkemesinin 20.8.2007 tarih ve 2007/587 sayılı kararı ile de Kurum itirazının kesin olarak reddedildiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır.
Dava, işyerinden bildirilen çalışmaların gerçek olup olmadığına, sonuç olarak hizmetin tespitine ilişkindir. Sosyal Güvenliğe yönelik bu tür davalar kamu düzenini ilgilendirdiğinden özel ve duyarlılık ve özenle yürütülmelidir. Buna göre, öncelikle davacının çalışmasına ilişkin tüm belgeler Kurumdan ve işverenden getirtilerek incelenmeli, işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu deliller olabildiğince toplanarak araştırmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, sürekli yada kesintili olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri konularında tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı işveren işçi ve işyeri ile ilişkileri dikkate alınmalı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, öncelikle işyeri çalışanları dinlenilmeli, gerektiğinde komşu ve yakın işyerlerinden bu yeri bilen ve tanıyanların beyanlarına başvurulmalı, işyerinin niteliği nazara alınarak lüzumu halinde emniyet vasıtasıyla çevreden işyeri hakkında araştırma yaptırılmalı, işyerinin bağlı bulunduğu yerel yönetimden bilgi alınmalı, uyuşmazlık konusu çalışmayı ilgilendiren araştırma ve soruşturma belgeleri ve dosyaları ilgili yerlerden istenilerek içindeki deliller incelenilmeli, tarafların göstereceği delillerle bağlı kalınmaksızın sosyal güvenliğe yönelik davalardaki resen araştırma prensibi gereğince tüm deliler toplanarak sonuca gidilmesinin gerekliliği öncelikle göz önünde tutularak, çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıkça belirlenmelidir.
Mahkemece, davacının çalışma ile ilgili belgelerinin, müfettiş raporunun, Cumhuriyet Savcılığı kararı ile itirazın reddine ilişkin Mahkeme kararının dosyaya getirtildiği ancak Cumhuriyet Savcılığından soruşturma dosyası istenilerek içindeki delillerin incelenmediği, çalışmaya yönelik olarak tanık beyanlarına başvurulmadığı, işyerinin var olup olmadığına ilişkin emniyet yoluyla araştırma yaptırılmadığı, işyerinin bağlı olduğu yerel yönetimden bilgi alınmadığı, işyeri sigorta acenteliği işi ile uğraştığına göre çalışmaya kanıt olabilecek davacı tarafından düzenlenmiş sigorta poliçeleri ile acente görevlisi olarak çalıştığını gösteren belgelerin işyerinden istenilerek incelenmediği, işverenin beyanı alınarak değerlendirilmediği sonuç olarak çalışma olgusunun var olup olmadığına yönelik deliller toplanmaksızın yetersiz gerekçelerle sonuca gidildiği görülmüştür.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 5.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.