Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2008/12936 E. 2009/12122 K. 06.10.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/12936
KARAR NO : 2009/12122
KARAR TARİHİ : 06.10.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Davacı, SSK.’lı süreler hariç 01.08.2001-dava tarihleri arası esnaf … sigortalılığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı 19.09.1985-28.02.2008 dava tarihi arasında 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olduğu 01.08.2001-15.08.2001 tarihleri arasında kalan 15 gün dışında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkemece, davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışması ile çakışan süre dışında 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılığının geçerli olduğunun tespitine karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı Kurum avukatı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davacının 18.09.1985 tarihinden itibaren dava tarihine kadar 1479 sayılı Yasa kapsamında … sigortalısı, 2001 yılı 2. döneminde 105 gün ise 506 sayılı Yasa kapsamında SSK sigortalısı olduğu uyumazlık konusu değildir. Uyuşmazlık 1479 sayılı Yasa’ya tabi çalışmalarının başladığı 18.09.1985 tarihinden sonra 506 sayılı yasa ile çakışan sürelerde hangi sigortalılığa üstünlük tanınacağı, giderek dava konusu edilen 1985–2008 tarihleri arasında kalan dönemde 1479 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmalarla çakışan 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası gerekse 1479 sayılı … Yasası birbirine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp, sigortalının önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalınmışlardır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin SSK kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında da bulunmaması gerekir.
506 sayılı Yasa’nın 3.maddesinin I/f bendinde “kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların” K bendinde ise “ herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı Yasa’nın 24.maddesinin I ve II. Fıkralarında da bir kimsenin … kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında, başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşuluda getirilmiştir.
Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün bulunmayıp önceden başlayıp devam eden sigortalılığa geçerlik tanımaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/21-627 Esas, 2001/ 659 Karar ve 3.10.2001 günlü kararı ile 2005/21-389 Esas, 2005/430 karar ve 29.6.2005 günlü kararlarında önceden başlayan sigortalılığın asıl sigortalılık olduğu özellikle belirtilmiştir.

… Genel Müdürlüğü ile Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı’nın 20.5.2006 gün ve 26173 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 16.4.2006 tarih ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile tek çatı altında birleştirilmesine ve bu iki Kurumun Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilmesine bu Kanun gereğince Yönetim Kurulu oluşuncaya kadar devredilen kurumların yönetim kurullarının ilgili Mülga kanunları gereği görevlerini yapmaya devamı edecekleri, yasanın yürürlüğe girdiği tarihte bu Kurumların tüm personelinin de görevleri ile birlikte Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredildiği bildirilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu çatısı altında SSK ile … devredilen kurumlar sıfatıyla varlığını sürdürmekte iken 24.11.2006 tarihinde olağanüstü genel kurulda yapılan seçim sonucunda yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi ve toplanması için gereken en az altı üyeden daha fazla üye göreve başlamakla devredilen kurumların tüzel kişilikleri sona ermiştir. Şu durumda davanın açıldığı 28.2.2008 tarihinde davada yasal hasım Sosyal Güvenlik Kurumu’dur. Ne var ki dava dilekçesinde dava tüzel kişiliği sona eren … Genel Müdürlüğü’ne yönetilmiş, Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilen tüzel kişiliği sona ermiş … Genel Müdürlüğü avukatı … Genel Müdürlüğü’nden aldığı vekaletname ile davaya katılmış ve yalnızca davacının 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalığı yönünde beyanda bulunmuştur.
Yapılacak iş; davalı vekilinin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’ndan usulüne uygun olarak alınmış vekaletnamesi getirtildikten sonra 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışma ile ilgili beyanlarını almak, davacının 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalığı ile 506 sayılı Yasa’ya göre olan sigortalılığının çatışması nedeniyle hangisine üstünlük tanıması gerektiği tüm dosya kapsamı dikkate alınarak değerlendirilmek, ve sonucuna göre karar verilmekten ibarettir.
Mahkemece bu hususlar göz önünde bulundurulmaksızın ve özellikle önceden başlayıp devam eden sigortalılığa geçerlik tanıması gerektiği göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.