YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/12880
KARAR NO : 2009/11438
KARAR TARİHİ : 29.09.2009
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı,murisinin davalı işveren nezdinde 1.1.1981-1.1.1983 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının murisi … …’ün davalı işverene ait (1150) sicil nolu işyerinde 01.01.1981 tarihi ile 01.11.1983 tarihleri arasında geçen, davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kabulüyle davacının murisi … …’ün davalı işverene ait işyerinde 01.01.1981 tarihi ile 01.11.1983 tarihleri arasında bildirilen hizmetlerinin haricinde de çalıştığının tesbitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı işverence davacının murisi … …’ün (1150) sicil nolu iş yerinde 01.04.1981 tarihinde işe girdiğine dair ilk işe giriş bildirgesi ile 10.9.1981, 1.12.1981, 1.4.1982 tarihlerinde de tekrar işe giriş bildirgelerinin verildiği, davalı işyerinden 1981/2. dönemde 28 gün, 1981/3. dönemde 19 gün, 1981/4. dönemde 58 gün, 1981/4. dönemdE 30 gün, 1982/1 dönemde 83 gün, 1982/2 dönemde 36 gün, bildirimde bulunulduğu, davalı işyerinin 13.1.1960 tarihinde Yasa kapsamına alındığı anlaşılmaktadır.
Gerçekten, davacının murisinin işyerindeki çalışmaları 01.04.1981, tarihli imzasını taşıyan işe giriş bildirgesi ile Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak primleri ödenmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan tanıklar davacının murisiyle birlikte bu işyerinde çalışan, kayıtlara geçmiş kişilerden iseler de; tanıkların çalışmaları davalı işyerinden 1981/3. dönemden itibaren bildirilmiş olmakla, murisin işe girdiği ve bildirgenin verildiği 01.04.1981 tarihinden öncesinde işe başladığına dair kanıt elde edilememiştir. Bu durumda imzalı işe giriş bildirgesi tarihinin işe başlama tarihi olarak kabul edilmesi gerekirken, talep gibi 01.01.1981 tarihinin işe başlama tarihi olarak esas alınması doğru değildir.
Mahkemece, davacının murisi … …’ün davalı işverene ait (1150) sicil nolu işyerinde 01.04.1981 tarihi ile 01.11.1983 tarihleri arasında geçen, davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K’nun 438/7.maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı kararı davalı Kurumun temyiz ettiğide gözetilerek düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının tamamen silinerek yerine;
“1-Davanın kısmen kabulüne; Davacının murisi … …’ün davalı işverene ait işyerinde 01.04.1981-01.11.1983 tarihleri arasında asgari ücretle sürekli çalıştığının tespitine, fazla talebin reddine
2-Eksik alınan 0,90 TL harcın davalı işverenden alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 500,00 TL avukatlık ücretinin davalı işverenden alınarak davacıya verilmesine;
4-Davalı Kurum kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, red edilen kısım için aynı tarife gereğince hesaplanan 500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı Kurum’a verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 27,10 TL yargılama giderinin davalı işverenden alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinden bırakılmasına” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 29.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.