Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2008/12327 E. 2009/3751 K. 12.03.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/12327
KARAR NO : 2009/3751
KARAR TARİHİ : 12.03.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesine ilişkindir.
Davacının iş kazası sonucu % 21 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının % 20 davalı işverenin % 80 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
B.K’nun 47. Maddesinde hakimin bedensel bütünlüğün bozulması halinde olayın özelliklerini göz önünde tutularak zarar görene adalete uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vereceği öngörülmüştür. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebilir. Bu nedenle hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 8.000,00 TL’sına hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.
Öte yandan H.U.M.K 423/3 maddesine göre harç giderleri yargılama giderleri arasında sayılmıştır. H.M.U.K 417 maddesinde ise kanunlarda aksine hüküm bulunmayan hallerde yargılama harç ve giderlerinin tümünün davada haksız çıkan tarafa yükleneceği, her iki tarafın kısmen haklı çıkması durumunda ise haklı çıkma oranına göre taraflar arasında paylaştırılacağı açıkça belirtilmiştir.
Ancak harc haksız çıkılan miktara göre hüküm altına alınacağından diğer yargılama giderlerinden farklı olarak artık mahkum edilen miktara belirlenen harç taraflar arasında paylaştırılamaz, diğer bir deyişle reddedilen dava bölümü için ayrıca ret harcı alınmaz . Mahkemece harç giderlerinin diğer yargılama giderler gibi taraflar arasında paylaştırılması ayrıca ayrı dava konusu edilebilecek maddi ve manevi tazminat isteklerinin aynı dosyada sonuçlanması halinde hüküm altına alınana maddi ve manevi tazminat tutarları üzerinden davacı yararına ayrı ayrı avukatlık ücreti yerine toplam tazminat üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine;
“1-27.675.04-TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 29.8.2005 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazla talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, davacı yararına hüküm altına alınan maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 3.067,50 TL, manevi tazminat miktarları üzerinden hesaplanan 2.800,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden aynı tarife gereğince hesaplanan 2.800,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 1.012.35-TL yargılama giderinden, kabul ve ret oranına göre takdiren 686,50-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan masrafın davacı üzerine bırakılmasına
4-Alınması gereken 2.844,45-TL ilam harcından peşin alınan 1.060,90-TL harcın düşülmesiyle kalan 1.783.55-TL nisbi harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına; davacı tarafından peşin yatırılan 1.060,90-TL nisbi harç ile 25,30-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.086,40-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
12.3.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.

.