YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/12315
KARAR NO : 2009/11335
KARAR TARİHİ : 28.09.2009
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, bağkur kaydının ve tahakkuk ettirilen prim borcunun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların (SGK) asağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının 31.12.1993 tarihinden itibaren devam eden1479 sayılı Yasa’ya tabi Bağ Kur sigortalılığının ve tahakkuk ettirilen prim borcunun iptali ile anılan dönemde SSK sigortalısı olduğunun tesbitine ilişkindir. .
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının vergi kaydından dolayı SSK’lı çalışmasına ara verdiği 31.12.1993 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak tescil edildiği,15.10.1982-11.03.1984,19.11.1984-01.07.1986 ve 12.01.1990-01.01.1996 tarihleri arasında vergi kaydı, 30.11.1994-15.12.2002 tarihleri arasında oda kaydı, ve 21.10.1994 tarihinden itibaren Erzurum Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Memurluğun da kaydının olduğu, Kurum tarafından sigortalılığının 31.12.1993 tarihinden itibaren geçerli kabul edildiği, ihtilaf konusu olan dönemde 15.5.1997 tarihinden itibaren de kesintili olarak 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu … sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kurulumu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu … sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görürmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24.madde değiştirilerek zorunlu … sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde yeniden değiştirilerek zorunlu … sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Somut olayda davacının vergi kaydı ve devam eden sicil kaydı nedeni ile 31.12.1993 tarihinden itibaren zorunlu … sigortalılık koşullarını taşıdığı anlaşılmaktadır.
Davacı, kuruma hiç prim ödemesi yapmamıştır. Uyuşmazlık konusu; primi ödenmeyen 31.12.1993-09.04.2007 (dava) tarihleri arasındaki 5 yılın üzerindeki döneme ait sigortalılığın 1479 sayılı Yasa’nın Ek 19.maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın Geçici 17.maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
22.02.2006 gün ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 13.maddesi ile değişik 1479 Sayılı Kanunun Ek 19.maddesinde; “Bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez…”
Aynı Kanunun 14 üncü maddesiyle 1479 sayılı Kanuna eklenen Geçici 26. maddesinde ise “Bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 31/3/2005 tarihi itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalılar veya hak sahiplerinden bu sürelere ilişkin prim borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunmayanlar veya yeniden yapılandırma talebinde bulundukları halde yapılandırma haklarını kaybedenler hakkında Ek 19 uncu madde hükmü uygulanır” denmektedir.
17.04.2008 gün ve 5754 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 73.maddesi ile eklenen 5510 Sayılı Kanunun geçici.17 maddesinde; “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.
Anılan maddeler uyarınca, …’la sigortalılık ilişkisi sadece kayıtlar düzeyinde kalan, prim ödemesi bulunmayıp, sigorta kollarından yararlanmayan, bu nedenle de Kurumla fiilen sigortalılık bağlantısı bulunmayanların sigortalılık sürelerinin durdurulması ve bu sürelere ilişkin sigorta primlerine Kurum alacakları içerisinde yer verilmemesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda bulunan sigortalılara borçlarından imtina, bu yolla sigortalılık sürelerini değerlendirmeme, primi ödenen sigortalılık sürelerini ise, hizmet birleştirmesinde ya da …’dan yaşlılık aylığı tahsisinde kullanabilme hak ve olanağı vermektedir.
Mahkemece yukarıda açıklanan yasa hükümleri kapsamında bulunan sigortalıların sigortalılığının durdurulması yerine iptaline karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan gerekçe ile hüküm fıkrasının 1.bendi silinerek , yerine “Davanın Kabulü ile,Davacının … sigortalılığının tescil tarihi itibariyle DURDURULMASINA ve Kurum tarafından tahakkuk ettirilen prim borcunun iptaline” sözcüklerinin yazılmasına, kararın bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA 28.09.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.