Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2008/12026 E. 2009/11172 K. 14.07.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/12026
KARAR NO : 2009/11172
KARAR TARİHİ : 14.07.2009

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, geç ödenen aylıkların faiz alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davalı kurumdan yaşlılık aylığı almakta olan davacının sigorta başlangıç tarihinin kesinleşmiş mahkeme kararı ile 01.01.1974 olarak tesbitinden sonra, yaşlılık aylığı tahsis tarihinin de kurumca 31.07.2000 tarihine geri alınması ve 31.08.200-18.03.2007 arası birikmiş aylıkların hesaplanarak faizsiz olarak ödenmesi nedeni ile kurumca ödenen miktara faiz yürütülmesi istemine ilişkindir.
Dava bu yönü ile 506 sayılı Yasa’nın 116. maddesinden kaynaklanmaktadır.Davacı 16.03.2007 tarihinde kurum kayıtlarına geçen dilekçesi ile faiz telep etme hakkını saklı tuttugunu açıkça belli etmiştir.
506 sayılı Yasa’nın 116. maddesi “Kurum, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından aylık bağlanması veya toptan ödeme yapılması için gerekli belgeler tamamlanınca, bağlanacak aylıkları ve yapılacak toptan ödemeleri hesap ve tesbit ederek en geç üç ay içinde ilgililere yazı ile bildirir. Sigortalı ve hak sahibi kimseleri, kararı bildirilen yazıyı aldıkları günden başlamak üzere bir yıl içinde yetkili mahkemeye başvurarak Kurumun kararına itiraz edebilirler. İtiraz kararın uygulanmasını durdurmaz.” hükmünü içermektedir.
BK nun 113. maddesinde yazılı saklı durumlar hariç olmak üzere “asıl borç ifa veya başka bir suretle sona erdiği takdirde kural olarak diğer fer’i haklar da sona erer.Ancak BK 113/2 de bu kuralın faiz yönünden ayrık durumunu düzenlemiştir. Anılan maddeye göre;” faiz talep hakkının saklı tutulduğu “ durumda asıl borç sona ermiş olsa bile borcun fer’isi olan faiz sona ermez.
Kurumca Kocaeli İş Mahkemesine gönderilen 07.04.2008 tarihli yazı içeriğinden mahkeme kararının uygulanması ile ilgili işlemlerin re’sen başlatılarak toptan ödemenin 19.03.2007 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bunun dışında davacının kuruma toptan ödeme başvurusu bulunduğuna ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca davacının faiz talep etme hakkını saklı tuttuğu hususu da tartışmasız olduğuna göre davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; ödeme tarihi olan 19.03.2007 tarihinden önce davacının fark ödeme ile ilgili olarak kuruma başvurusu olup olmadığı ile; şayet başvuruda bulunulmuş ise bu başvurunun kurum tarafından 506 sayılı Yasa’nın 116. maddesinde öngörülen sürede cevaplandırılıp cevaplandırılmadığı hususu gözetilmek, fark aylıkların tahakkuk ettiği dönem
nazara alınarak ay işleyecek faiz alacağını hesaplatmak ve faizin başlatılacağı tarihe esas olmak üzere anılan 116 maddedeki 3 aylık süreyi de nazara alarak bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.07.2009 günlü oturumda oybirliği ile karar verildi.