YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/10757
KARAR NO : 2009/7877
KARAR TARİHİ : 04.06.2009
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı işveren nezdinde 1.1.1996-28.3.2004 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 1.1.1996-28.3.2004 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar veRilmiştir
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına davalı …’den Kuruma hizmet bildiriminde bulunulmadığı, işyerinin 27.1.1997 tarihinde Yasa kapsamına alındığı, iş müfettişince işyerinde yapılan incelmede davacının çalışmasını gösteren bir kayda rastlanmadığından mahkeme başvurması gerektiğinin
aracıdan(taşaron) sözedebilmek için öncelikle üst işveren ve bunun tarafından ortaya konan bir iş olmalı ve görülmekte olan bu işin bölüm ve eklentilerinden bir iş alt işveren devredilmelidir. Buna karşın bir işin bütünüyle bir işverene devri durumunda veya anahtar teslimi denilen biçimde işin verilmesi durumunda artık üst-alt işveren ilişkisi söz konusu olamaz. Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin doğabilmesinin ilk koşulu; işyerinde işçi çalıştıran bir asıl işverenin, bulunması, diğer unsur işin asıl işverene ait işyerinde görülüyor olmasıdır.Dava konusu olayda tanık anlatımlarında geçen su, onarım ve çöp işi Belediye Kanunu gereğince Belediyece yerine getirilmesi gereken işlerden olduğundan asıl işveren davalı Belediyedir. Mahkemece yukarıda açıklanan şekilde bordo ve komşu işyeri tanıkları dinlenmiş ancak bu tanıkların beyanlarında geçtiği gibi davalı …’nin başka şahıslara verdiği işlere ait kayıt ve belgeler araştırılmadan sonuca gidildiği görülmüştür.
Mahkemece yapılacak iş; uyuşmazlık dönemi içerisinde Belediye’nin kendi yapması gereken hizmetlerinden hangilerini mütahitlere verdiği verilen bu işlere ait kayıt ve belgeler Belediyeden ve işi alan şahıs veya mütahitlerden getirtilerek davacının bu işyerlerinde çalışmalarını gösteren kayıtları araştırılıp, ücret ödemelerine dair belgeler incelenerek davacının çalışmaları ile ilgili tüm deliller birlikte değerlendirilip çalışma süreleri tespit edilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 4.6.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.