Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2008/10044 E. 2009/7519 K. 01.06.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/10044
KARAR NO : 2009/7519
KARAR TARİHİ : 01.06.2009

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 5.9.1996-6.8.2004 tarihleri arasında çalıştığının tespitiyle, işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı, davalıya ait işyerinde işçi olarak 05.09.1996-06.08.2004 tarihleri arasında sürekli çalıştığının tespitini ve bir kısım işçilik alacaklarının işverenden işverenden tahsilini istemiştir.
İstek, hizmet tespiti talebi yönünden tanık beyanlarına dayanılarak yazılı şekilde hüküm altına alınmış ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının davalı işyerinden davalı Kuruma 1.12.1996-20.8.1998 ve 15.12.1998 – 4.8.2004 tarihleri arasında aralıklı ve kısmi olarak toplam 1585 gün süre çalışmasının bildirildiği işyerine ait şahsi sicil dosyasının işverence dosyaya ibraz edildiği, ücret bordroların ekli olup imza içermediği ancak davacının Ocak -2002 tarihinden itibaren bazı aylara ait çalışmalarına esas imzalı puantaj kayıtlarının bulunduğu, işyeri dosyası içerisinde bir kısım dönem bordroları olduğu halde, SGK’dan sadece 1996/3. dönem bordrosunun gönderildiği, tüm çalışma dönemlerine ait SGK’na verilen dönem bordrolarının Kurumdan istenmediği anlaşılmaktadır.
Gerçekten bu tür hizmet tesbitine yönelik davaların Kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı dava tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesi olan bu tür davalarda; öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlemeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmadır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli ve dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde çalışan işyerinde kayıtlı bordro tanıkları yada komşu ve yakın işyerlerinde çalışan kayıtlı tanıklar olması sağlanarak çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 ile 30.04.2008 gün 2008/21-343-347 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda ise, açıklanan şekilde bir incelemenin yapılmadığı ortada olup sadece kayıtlı dahi olmayan yetersiz tanık beyanları ile hüküm kurulmuştur.
Yapılacak iş; yukarıda açıklanan şekilde, davanın niteliğine uygun olarak inceleme yapılmakla birlikte, işyerinin Kurum’da bulunan işyeri sicil dosyası ile tüm çalışma dönemini kapsayacak şekilde işyerinden Sosyal Sigortalar Kurumu’na bildirilen dönem bordrolarının tümü dosyaya eklendikten sonra, davacının tespitini istediği sürelerle ilgili olarak işverenin puantaj kayıtlarında davacının imzası olanlar saptanarak imzasını içeren kayıtlar nedeni ile bordrolara geçmiş süreler dışındaki süreler ile ilgili olarak istemin reddine, imzalı olmayan bordro-puantaj kayıtlarındaki süreler yönünden de işverence SGK’na verilen dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar saptanarak, bu tanıkların bilgilerine başvurmak, kayıtlı tanıkların tespit edilmemesi halinde ise komşu ve yakın işyerlerinde aynı dönemlerde çalışan kayıtlı tanıklar dinlenmelidir.
Davanın niteliği dikkate alınarak gerektiğinde resen yapılacak araştırma ve inceleme ile çalışmanın niteliği ve süresi saptanmalı, gerektiğinde iş ve sosyal güvenlik hukuku konusunda uzman bir bilirkişiden varsa çalışma dönemleri ve bildirimsiz süreler ait çalışma ücreti ve dönemlerini gösterir şekilde yöntemince raporda alınarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Söz konusu fiili ve hukuki gerçekler ve özellikle 506 sayılı Yasa’nın 2, 6, 9 ve 79/10. maddesi hükümleri dikkate alınmadan eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalı işverene iadesine, 01.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.