Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2007/781 E. 2007/5695 K. 05.04.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/781
KARAR NO : 2007/5695
KARAR TARİHİ : 05.04.2007

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Davacı, 3201 sayılı yasaya göre yaptığı borçlanmanın geçerliliği ve kesildiği tarihten itibaren aylıkların ödenmesi gerektiğinin tespiti ile kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı Kurumun diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, 3201 sayılı Yasaya göre, yurt dışı hizmetlerini borçlanan ve buna bağlı kendisine yaşlılık aylığı bağlanan bir Türk Vatandaşının uzun sayılabilecek bir süre sonra; yaşlılık aylığından yararlanma koşullarından biri olan yurda kesin dönüş koşulunun bulunmadığının anlaşılması üzerine, Kurumca; gerek borçlanma ve gerekse yaşlılık aylığının iptaline ilişkin işlemlerin iptali, 3201 S.K.’a göre yapılan borçlanmanın geçerliliği ve kesildiği tarihten itibaren yaşlılık aylıklarının ödenmeye devam edilmesi gerektiğinin tespitine ilişkin olarak açılmış;Mahkeme, davanın reddine karar vermiş ve Dairemizin Bozma ilamı üzerine Mahkemece direnme kararı verilmiş ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 5.2.2003 gün ve 2002/21-783 Esas, 2003/59 Karar sayılı ilamı uyarınca direnme kararı bozulmuştur.
Direnme kararının bozulması üzerine Mahkemece verilen kısa kararda “davanın Kabulü ile, davacının borçlanma işleminin iptaline yönelik Kurum işleminin tüm sonuçlarıyla birlikte iptaline, 3201 sayılı Yasa ile yapmış olduğu hizmet borçlanmasının geçerliliğine, Davacının aylığının kesildiği tarihten itibaren ödenmesine devam olunması gerektiğinin tespitine” taraf vekillerinin yüzünde karar verilmiş ise de, “1-Davacının borçlanma işleminin iptaline yönelik Kurum işleminin tüm hukuki sonuçlarıyla birlikte iptaline, 2- Davacının yurda Kesin dönüşünün gerçekleştiği tarihe kadar aylık bağlanma hakkının saklıya alınmasına, bunun tersine yapılan Kurum işleminin iptaline, 3-Davacının kesin dönüş tarihinde borçlanma işlemi gereği aylık bağlanması gerektiğinin tespitine…” şeklinde verilen gerekçeli kararı taraflar elden tebellüğ etmiştir. Bu karar SSK’nın temyiz talebinden vazgeçmesi üzerine, 9.6.2003 tarihinde kesinleştirildikten sonra, davacı vekili,6.12.2006 tarihli dilekçesiyle “Davacının aylığının kesildiği tarihten itibaren ödenmesine” ibaresi eklenmemiş olduğundan 2001’den beri aylık alamadığını beyan ederek, kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki nedeniyle tavzih veya maddi hatanın giderilmesi talebinde bulunmuştur.
Mahkeme bu talep üzerine, SSK’nca temyiz edilen 6.12.2006 tarihli ek kararı ile “Davanın Kabulüyle; 1-Davacının borçlanma işleminin iptaline yönelik Kurum işleminin tüm sonuçlarıyla birlikte iptaline, 2-3201 sayılı Yasa ile yapmış olduğu hizmet borçlanmasının geçerliliğine, 3- Davacının aylığının kesildiği tarihten itibaren ödenmesine devam olunması gerektiğinin tespitine ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasının bu şekilde düzeltilmesine…” karar vermiştir.
Oysa Dairemizin 29.4.2002 gün ve 2002/1882 Esas ve 2002/3568 Karar sayılı Bozma ilamında yurtdışında çalışılan veya ilişkinin devam ettiği saptanan süreler için; yaşlılık aylığının kesilmesi ve ödenen aylıkların geri alınması gerektiğine, bunun dışında 3201 sayılı Yasa uyarınca yapılan hizmet borçlanmasının geçerliliğine ve kesin dönüş tarihinden itibaren de tahsise hak kazandığının tespitine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna göre tahsis tarihi olan 1.4.1994 tarihi ile yurt dışı ile ilişkisinin kesildiği tarih olan 1.12.1994 tarihleri arasında davacıya ödenen aylıkları Kurumun geri alma hakkı vardır. Hal böyle olunca ek kararın maddi yanılgı ile verildiği açıktır.
Bu durumda Mahkemenin, direnme kararının bozulması üzerine verdiği gerekçeli karar bozma ilamına uygun olup ek kararın bu doğrultuda verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bozma ilamına uygun olmayan kısa karar doğrultusunda maddi hatanın düzeltilmesine ilşkin ek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının 3.bendinde yer alan “Davacının aylığının kesildiği tarihten itibaren ödenmesine devam olunması gerektiğinin tespitine” sözcüklerinin silinerek, yerine “Davacının yurtdışından kesin dönüş yapmış sayıldığı 24.11.1994 tarihini takip eden ay başı olan 1.12.1994 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 5.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.