Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2007/5849 E. 2008/3091 K. 26.02.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/5849
KARAR NO : 2008/3091
KARAR TARİHİ : 26.02.2008

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, 1.1.1992 tarihinden sonra …’lu çalışmasının bulunmadığının 1.1.2005 tarihi itibari ile yaşlılık aylığı almaya hak kazandığnın ve 28.02.2005 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi

K A R A R

Dava, davacının 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılığının 1.1.1992 tarihinde sona erdiğinin ve 28.2.2005 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının 1.3.2005 tarihi itibariyle yaşlılık aylığını hak ettiğinden bu tarih itibariyle ödenmeyen aylıkların hak ediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu … sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu … sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu … sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu … sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 30.12.1972 tarihli giriş bildirgesi üzerine davalı kurumca 30.12.1972 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak kayıt ve tescil edildiği davacının 30.12.1972-23.3.1992 tarihleri arasında Akkuş Esnaf ve Sanatkarlar Odası, 23.02.1992-21.10.2005 tarihleri arasında Ordu Esnaf ve Sanatkarlar Odası, 18.8.1970-1.1.1982 tarihleri arasında Akkuş Vergi Dairesinde vergi kaydının bulunduğu,23.03.1992 tarihinde terk dilekçesi vererek 1992 yılı affından yararlanarak primleri ödediği, 9.3.2005 tarihli sigortalılık döküm föyünde borcunun bulunmadığı, davalı kurumca 30.12.1972-21.10.2005 tarihleri arasında Ordu Esnaf ve Sanatkarlar odası kaydının devam ettiği gerekçesi ile davacının 11.10.2005 tarihine kadar sigortalılığı devam ettirilerek birikmiş prim borcunu ödediğinde emekli olabileceği belirtilerek tahsis talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacının oda kaydının 21.10.2005 tarihine kadar devam ettiği Kurum tarafından kabul edilmekte ise de; davacının tahsis talebine ekli sigortalılık belgesinde oda kaydının 23.3.1992 tarih ve 30 sayılı kararla sona erdirildiği belli olup, davacının 1992 yılından sonra fiili çalışmasının bulunmadığı tanık ve muhtar beyanı ile sabit olduğundan mahkemenin bu yöndeki kabulü ile davacının 16 yıl 3 ay 21 gün primi ödenmiş sigortalılığı bulunduğundan aylığa hak kazandığının tespitine ilişkin olarak verilen karar yerinde ise de; davacı sigortalılığının 1.1.1992 tarihinde sona erdiğinin ve bu tarihten sonraki dönem yönünden prim borcu bulunmadığının tesbitini talep ettiği halde bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması, davacının tahsis talep tarihi 9.3.2005 tarihi olup bu tarihi takip eden ay başı olan 1.4.2005 tarihinden itibaren aylığa hak kazandığına karar verilmesi gerekirken 1.3.2005 tarihinde hak kazandığının tesbitine karar verilmesi, davacının birikmiş aylık talebi ve faiz istemi olmadığı halde talep aşılmak suretiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi, ayrıca davacı kısmi yaşlılık aylığına hak kazandığı halde aylığın tam aylık mı kısmi aylık mı olduğunun hüküm yerinde belirtilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K’nun 438/7.maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının 1.bendinin silinerek yerine; “1-Davacının 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılığının 23.03.1992 tarihinde sona erdiğinin ve bu tarihten sonraki dönem yönünden prim borcu bulunmadığının, 1.4.2005 tarihi itibariyle kısmi yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine fazla istemin reddine.”rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, davanın kısmen kabulü nedeniyle hüküm fıkrasına 5.bent olarak ” Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 450.00 YTL. avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin eklenmesine, kararın bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 26.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.