Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2007/24420 E. 2008/2576 K. 21.02.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/24420
KARAR NO : 2008/2576
KARAR TARİHİ : 21.02.2008

Mahkemesi : İzmir 4.İş Mahkemesi
Tarih : 7.11.2007
No : 1109-596
Davacı iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının iş kazası sonucu beden güç kaybına uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece manevi tazminat isteminin aynen kabulüne, maddi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmiştir.
Dava, nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu nedenle, bu tür uyuşmazlıklarda, öncelikle sigortalının meslekte kazanma güç kayıp oranı ve bu orana göre, Kurum tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin, hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin araştırılıp saptanması gerektiği söz götürmez.
Öte yandan Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. 506 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde geçici iş göremezlik hali sonunda Kuruma ait veya Kurumun sevk edeceği sağlık tesisleri sağlık kurulları tarafından verilecek raporlarda belirtilen arızalarına göre iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünün en az %10 azalmış bulunduğu Kurumca tesbit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı, 31. maddesinde Kurumun, sigortalıya bağlanacak gelirleri yapılan inceleme ve soruşturmalar sonunda ve gerekli belgelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde tesbit ederek ilgililere yazı ile bildireceği, ilgililerin bağlanan geliri bildiren yazıyı aldıktan sonra bir yıl içinde yetkili mahkemeye başvurarak Kurum kararına itirazda bulunabilecekleri, itirazın reddi hakkındaki mahkeme kararının kesinleşmesiyle Kurum kararının kesinleşmiş olacağı, 109. maddesinde de sigortalıların iş görmezlik hallerinin tesbitinde, Kurum Sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlar da belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, Kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilmesi halinde durumun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karar bağlanacağı bildirilmiştir. İlgililerce Yüksek Sağlık Kurulundan alınan rapora itiraz edilmesi halinde Adli Tıp Kurumundan giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınmak suretiyle sürekli iş göremezlik oranı belirlenmelidir.
Somut olayda Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Tesislerince davacıda oluşan beden güç kaybının % 37 oranında bulunduğu tespit edilip davacıya bu oran esas alınarak sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış ancak mahkemece resen dosya Yüksek Sağlık Kuruluna gönderilerek davacıda oluşan beden güç kayıp oranının belirlenmesi istenmiş, anılan kurulca 8.12.2006 tarihli karar ile davacının beden güç kayıp oranının düzeltme kaydıyla % 38 olduğunun ancak İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 5.10.2006 tarihli Sağlık kurulu raporuyla azaltma kaydıyla % 28 olduğuna karar verildiğide belirtilmiştir. Bu sağlık raporları karşısında davacıda iş kazası sonucu oluşan beden güç kayıp oranının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmediği, mahkemece bu yönde 506 sayılı Yasa’nın 109. maddesindeki prosedüre uygun şekilde yeterli araştırmanın yapılmadığı görülmektedir.
Yapılacak iş; öncelikle Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden bu konuda rapor almak, çelişki halinde bu çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınarak davacının beden güç kayıp oranını belirlemek, belirlenen bu oranın % 37 oranından fazla veya az olması halinde davacıya bu oran esas alınarak kendisine sürekli iş göremezlik geliri bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatta bulunması, Kurumca isteminin kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumunu ve işvereni hasım göstermek suretiyle maluliyet oranının tesbiti davası açması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucunda % 28 beden güç kayıp oranı esas alınmak suretiyle davacının maddi zaranını belirleyen ancak SGK’ca % 37 oranına göre bağlanan gelirin en son peşin sermaye değerini düşmek suretiyle karşılanmayan zararı bulan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davacının maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.