YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/24400
KARAR NO : 2008/2816
KARAR TARİHİ : 25.02.2008
Mahkemesi : Yozgat 1. Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi
Tarihi : 20/12/2006
Numarası : 1071-1556
Davacı, 1.3.1986-6.7.2006 tarihleri arasında SSK.’ya tabi sigortalılığı dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 1.3.1986-6.7.2006 tarihleri arasında Sosyal Sigortalar Kurumu’na tabi çalışmaları dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiş, mahkeme istemin kabulüne karar vermiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığının resen tescil ile 1.3.1986 tarihinden itibaren başlatıldığı, sigortalılığının devamı sırasında 1991,1992,1993,1994 yıllarında kısa süreli SSK.’na tabi çalışmalarının bulunduğu, Kurumun 31.5.1991 tarihindeki çalışmayı dikkate alarak Yasa uyarınca 31.5.1991 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalılığını sona erdiği, davacının Ziraat Odasındaki kaydının olmadığı, Ziraat Bankası ile ilişkisinin 2005 ve 2006 yıllarında olduğu, tarımsal kooperatiflerde kaydının bulunup bulunmadığı, prim ödemelerinin ve sattığı ürün bedellerinden prim kesintilerinin bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, 2006 yılında üzerine kayıtlı tarlaların bulunması, dayanağı bulunmayan muhtarlık yazısı ve muhtara sorulmak suretiyle düzenlenen zabıta araştırması itibariyle sonuca gidildiği görülmüştür.
2926 sayılı Yasa’nın 5. maddesinde sigortalılığın başlangıcı ve zorunlu oluşu, 6. maddesinde ise sigortalılığın sona erme koşulları düzenlenmiştir. Maddeye göre, diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce sigortalılıkları sona erdirilecektir. Bu yönüyle Kurumun yaptığı işlemde bir uygunsuzluk bulunmamaktadır. Ancak Dairemizin ve Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerine göre diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi kısa süreli çalışmaların bulunması halinde sigortalının tarımsal faaliyetine devam ettiği kabul edilir.
Burada dikkat edilecek husus, 506 sayılı Yasa’ya tabi kısa süreli sigortalılığın sona ermesinden sonra 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılığa devam etmek yönündeki iradenin açıkça ortaya konulması, tarımsal faaliyetin devam ettiğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanması gerektiğidir. Bunun için de, 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde sayılan ve tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmasının yasal karinesi olan kayıt, bilgi ve bulgular davacı adına mevcut olmalı bu kayıtlar uyuşmazlık sürecinde devam etmeli sigortalılık iradesini gösteren prim ödemeleri veya prim kesintileri bulunmalı, bunlar tanık beyanları ve zabıta araştırması ile de desteklenmelidir. Hiçbir kayıt bulunmaksızın kayda dayanak alınmayan soyut muhtarlık beyanı, yetersiz zabıta araştırması ve davacı beyanı itibariyle gerekçe kılınarak kadastrodan 2006 yılında edinilen taşınmazların evveliyat iktisap tarihleri özel idare, Belediye emlak beyanı kaydı araştırılmasının ve geri çevirme kararına rağmen Y. T. T.Satış Kooperatifi ortaklığı ile K.B.Kooperatif ortaklığı olup olmadığı varsa başlangıç ve bitiş tarihleri sorulmaksızın sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve değerlendirme sonucu hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.2.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.