Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2007/22696 E. 2008/3847 K. 10.03.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/22696
KARAR NO : 2008/3847
KARAR TARİHİ : 10.03.2008

MAHKEMESİ : Nurdağı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2006
NUMARASI : 2001/13-2006/121

Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 7.300.00 YTL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan M.S. N.İlaç San. A.Ş, D. Finans A.Ş. ve A.O.Sigorta A.Ş’den alınarak davacılara verilmesine, K.E. ,N.B.,M.A.ve A.K. aleyhine açılan davanın reddine, ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar ile davalılardan D. Finans A.Ş, N. İlaç San.A.Ş. ve M.S.vekillerince istenilmesi ve davacı vekilince süresi dışında, temyiz eden davalılar vekillerince de süresi içinde duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.03.2008 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan D.Finans A.Ş. ile N.A.Ş. vekilleri Av. E. A.ile karşı taraf vekili Av. E.K.geldiler. Diğer davalılar adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere,temyizin kapsamına göre D.Finans AŞ dışındaki davalıların tüm, davacılar ile davalılardan D. Finans AŞ’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 30.07.2000 tarihinde meydana gelen trafik iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile davalılar M.S., D.F.AŞ, N. İlaç San. Tic. AŞ ile (maddi tazminat ile sınırlı olarak) A. O.Sigorta AŞ’den tahsiline, davalılara A.K., K.E., M.A., N.Ba yönelik davanın ise reddine karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekili ile davalılar M.S., D. Finans AŞ, Nobel İlaç San. Tic. AŞ vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına, husule gelen elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, paranın alım gücüne, özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda; gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine hak ve nesafet kurallarına ve özellikle talebin ılımlı olmasına göre, davacı eş H. Ö. yararına 3.000,00-YTL ve çocuklar M. ve F. yararına hükmedilen 2.000,00’er YTL manevi tazminatın “az” olduğu açıkça belli olmaktadır.
Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca da kabul edilen miktarlar üzerinden ihtiyari dava arkadaşlarından her biri lehine ayrı ayrı avukatlık ücretine karar verilmek gerekirken, vekâlet ücretinin toplam tazminat üzerinden takdiri usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Dava; dayanışmalı sorumluluk esasları göz önünde tutularak açılmıştır. Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen B.K.nun 50.maddesi, ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen B.K.nun 51.maddesi uyarınca ve aynı Yasanın 142.maddesi hükmüne dayanılarak, zararın tümünün, müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açılacak bir dava ile istenilebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açılacak tek bir dava ile de talep edilebilir.
Somut olayda davalılar M.S., D.Finans AŞ, N.İlaç San. Tic. AŞ ile A.O.Sigorta AŞ’nin aynı olay nedeniyle haksız fiil faili, işleten ve istihdam eden olarak ve sözleşmeden dolayı sorumluluklarına gidildiğine göre hüküm altına alınan tazminattan müteselsilen sorumlu olduklarına karar verilmek gerekirken yazılı şekilde davalıların eşit oranda sorumluluklarına karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Davacı 16.01.2001 günlü dilekçe ile fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle tazminat isteminde bulunmuştur. Öte yandan, hukuk sistemimizde, kısmi dava açılmasını engelleyen bir hüküm mevcut değildir. Bu bakımdan, alacaklı alacağının tümü hakkında dava açmak zorunda olmayıp fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmak kaydı ile evvela alacağının bir bölümünü ve yasanın verdiği bu hakkı kötüye kullanmadıkça ve kısmi dava açma hususunda korunmaya değer bir yararı bulundukça, alacağının kalan bölümünü sonradan açacağı kısmi dava ile talep edebilir. Hal böyle olunca davacıların maddi tazminata ilişkin olarak fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması gerekirken, bakiye alacağa ilişkin olarak ileride dava açılmasına engel olur biçimde karar verilmesi hatalıdır.
Öte yandan davacılar birleşen Nurdağı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/151Esas sayılı dosyası içerisindeki 26.07.2002 tarihli dilekçe ile davacılar murisinin içerisinde bulunduğu aracı trafik sigortasını yapan şirketten 7.000,00-YTL poliçe bedelini talep etmiştir. Bu duruma göre ve özellikle 07.04.2006 tarihli hesap raporu ile hak sahiplerinin belirlenen tazminat miktarları dikkate alındığında, nedenleri açıklanmadan davalı sigorta şirketi bakımından davacılardan her biri için ana davada istenen 100,00’er YTL ile sınırlı maddi tazminata karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
3-Davalı D.Finans AŞ’nin temyizine gelince: Davalı D.Finans AŞ’nin trafik kazasına karışan ve davalılardan M.S.kullandığı aracı finansal kiralama sözleşmesi ile davalı N. İlaç San. Tic. AŞ’ne kiraladığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık finansal kiralama sözleşmesi ile araç kiralanması durumunda kiralayanının işleten sıfatının devam edip etmediği noktasında toplanmaktadır. 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanununun 9 ve 17.maddelerine göre aracın mülkiyeti Finansal Şirkete ait ise de, yararlanma ve kullanma hakkı 13.madde hükmünce kiracıya ait olup, kiracı malın zilyedidir. Sözleşme ve Yasanın diğer emredici hükümleri de göz önünde tutulduğunda, kiralama konusu malın kullanımı ve getireceği yarar ve zararlar kiracıya devredilmiş bulunmaktadır.
2918 sayılı Yasa’nın 3.maddesi ile “…aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehini gibi hallerde kiracı…”işleten sayılacağı ve 85.madde ile de işletenin ağırlaştırılmış sorumluluk kurallarına göre zarardan yükümlü olacağı kabul edilmiştir.
Somut olayda, davalı finansal kiralama şirketinin olaya karışan aracını, kazadan önce ve uzun süreli olarak sui generis bir kullanımın devri niteliğinde olan sözleşme ile Finansal Kiralama Kanunu hükümlerine uygun biçimde dava dışı şirkete kiraladığı dosyadaki belgelerden anlaşıldığı gibi esasen bu husus uyuşmazlık konusu da olmadığından, finansal kiralama şirketi açısından husumet yokluğundan davanın reddi gerekirken bu husus üzerinde durulmaksızın Finansal Kiralayan şirketin sorumlu olduğunun kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.06.1998 gün 1998/19-468E 1998/529K ve 31.01.2001 gün 2000/10-1789E 2001/6K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacılar ile davalı D.Finans AŞ’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı ile davalılardan D.Finans A.Ş yararına takdir edilen 550.00 YTL. duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerinine yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalılardan N. İlaç San. Tic. A.Ş ve M.S’na yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.