YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/15027
KARAR NO : 2008/8364
KARAR TARİHİ : 02.06.2008
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki … sigortalılığının iptaliyle, prim borcu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Hüküm, İş Mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8.maddesi hükmüne göre ise İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir.
Olayda hüküm 1.5.2007 tarihinde davacı vekilinin yüzüne karşı tefhim edilmiş temyiz ise 1,6.2007 tarihinde vukubulmuştur. Şu duruma göre davada 8 günlük temyiz süresi fazlası ile geçmiştir.
O halde, 1.6.l990 Tarih ve l989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da gözönünde tutularak temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddi cihetine gitmek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süreaşımı yönünden REDDİNE, ..
2-Dava, 1479 sayılı Yasa … sigortalılığının iptali ve Kuruma prim borcu bulunmadığının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkeme yazılı gerekçelerle istemin kabulüne karar vermiştir.
Davacının … sigortalılığının 19.3.1974 tarihinden itibaren başladığı, vergi kaydının 16.6.1978-1.12.1978, oda kaydının 19.3.1974-31.5.1994 ve 4.5.1999-12.10.2004 sicil kaydının 4.12.1985-29.11.2001 tarihleri arasında mevcut olduğu, SSK’na tabi çalışmalarının ise, 1.4.2968-1.6.1968 tarihleri arasındaki çalışmadan sonra 1.10.1978 tarihinden itibaren başlayarak 31.10.2002 tarihine kadar fasılalarla devam ettiği, 1479 sayılı Yasanın 24. ve 25. maddelerinde belirtilen ve davacı adına mevcut kayıtlar ile önceden başlayarak devam eden sigortalılığının asıl sigortalılık olarak kabul edilmesi gerekmesine göre davacının 19.3.1974-12.10.2004 tarihleri arasında … sigortalısı olması gerekmekte ise de, kurumun bu konuda uyuşmazlık çıkarmadığı ve davacının SSK çalışmaları dışlanmak suretiyle geri kalan sürelerde toplam 16 yıl 6 ay 2 günlük sürede … sigortalısı olarak kabul edildiği prim ödemesi bulunmayan davacının bu süre üzerinden 1.11.2004 tarihi itibariyle 12.100.00 YTL prim borcunun bulunduğu görülmüştür.
1.3.2006 tarihinde yürülüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın Ek 19. maddesinde, bu kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescil yapıldığı halde 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılarak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalınının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı, ayın sonu itibariyle prim ödemesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığının durdurulacağı prim borcuna ait olduğu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyeceği ve bu sürelere ilişkin kurum alacaklarının takip edilmeyeceği belirtildiğinden davacınında davadaki isteminden prim borcunu ödeme niyetinin bulunmadığı anlaşıldığından anılan yasa hükmü uygulanarak sonuca gidilmesi gerektiği ortadadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı … vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 2.6.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.