Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2007/13782 E. 2008/6575 K. 28.04.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/13782
KARAR NO : 2008/6575
KARAR TARİHİ : 28.04.2008

MAHKEMESİ : İzmir 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2007
NUMARASI : 2005/414-2007/206
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.10.2002-29.8.2005 tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 1,10,2002-29.8.2005 tarihleri arasında davalı işverenler yanında aralıksız çalıştığının tesbitini istemiştir.
Mahkemece, çalışmanın ispatlanamadığı gerekçesi ile istemin reddine karar vermiştir.
Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesi olan bu tür davalarda işyerinin istem konusu olan dönemde gerçekten var olup olmadığı ve kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, sürekli, kesintili veya mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri, alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere ve nasıl vakıf oldukları, işveren işçi ve işyeriyle ilişkileri dikkate alınmalı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, öncelikle işyeri kayıtlarında mevcut olan çalışanlar dinlenilmeli, bu olmadığı veya gerek görüldüğü takdirde komşu ve yakın işyerlerinin kayıtlarında yer alan kimselerin beyanlarına başvurulmalı, bu tür davalar sosyal güvenliğe yönelik olduğundan tarafların delilleri ile bağlı olmaksızın resen araştırma yapılabileceği göz önünde bulundurulmalı, çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak bir şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2004/21-480-579, 2005/21-495-582 ve 2006/21-43-98 sayılı kararlarında bu hususlar öncelikle belirtilmiştir.
Mahkemece işyerine yönelik olarak yeterli araştırma yapılmadığı, vergi kayıtlarının dikkate alınmadığı Balçova Vergi Dairesi yazısında işyerinin 1.6.2004 tarihinde Konak Vergi Dairesi’nden devren geldiği belirtilmesine karşılık Konak Vergi Dairesindeki mükellefiyetinin ne zaman başladığının sorulmadığı, işyerinin kapsama alınış tarihi, işyerinin fiilen faaliyete geçtiği tarihi göstermemesine, vergi kayıtlarına göre kapsama alınış tarihinden daha önce işyerinin var olduğu dolayısıyla sigortalı çalışmanın da var olabileceği bu durumda kapsama alınış tarihinde yapılacak tespite göre değişebileceği nazara alınmaksızın, işyerinin 11.4.2008 tarihinde kapsama alınması nedeniyle, işyerinde bu tarihten önce çalışma olmasının mümkün bulunmadığının gerekçe gösterildiği, Sosyal Güvenliğe yönelik davalardaki resen araştırma ilkesi göz ardı edilerek, işyerine ilişkin araştırmayı müteakip, işyerine komşu ve yakın işyerleri emniyet yolu ile belirlenerek bu işyerlerinden tespit edilecek kişilerin beyanlarına başvurulması mümkün iken, resen tanık tesbitinin mümkün olmadığı gerekçesi ile sonuca gidildiği neticede yetersiz araştırma ve inceleme ile karar verildiği ortadadır.
Mahkemenin kabulüne göre de, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2.. maddesi uyarınca; müteselsilen sorumlu olanlar aleyhine açılan davanın reddine, ret sebebi ortak olan davalılar yararına tek avukatlık ücretine hükmolunması gerekirken ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunması da doğru görülmemiştir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönün de tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.