YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/13775
KARAR NO : 2008/6572
KARAR TARİHİ : 28.04.2008
MAHKEMESİ : İzmir 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/04/2007
NUMARASI : 2005/1448-2007/173
Davacı, davalı işveren nezdinde 16.9.1991-20.10.2004 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 16.09.1991-20.10.2004 tarihleri arasında davalı işyerinde sürekli çalıştığının tesbitini istemiştir.
Mahkeme, eksik araştırma, inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu itibariyle davacının davalı işyerinde 16.09.1991-6.4.1994 ve 5.9.1994-20.10.2004 tarihleri arasında aralıksız çalıştığının tesbitine karar vermiştir.
Davacının işyerindeki çalışmalarının 16.09.1991 tarihli giriş bildirgesi ile başladığı, 16.09.1991-30.10.2004 tarihleri arasındaki çalışmaların, işe giriş bildirgeleri, her dönem için düzenlenmiş imzalı hizmet sözleşmeleri, imzalı ücret bordroları ve prim bordroları ile Kuruma usulüne uygun olarak bildirildiği, 1991-2004 tarihleri arasında mevsimlik olarak 37 aylık çalışma üzerinden kabul edilen işçilik alacaklarına ilişkin imzalı ve parmak izli 31.12.2004 tarihli ibraname düzenlendiği, çalışmaların bu şekilde belgelendirilmiş ve Kuruma bildirilmiş olmasının işyerindeki çalışmaların kesintili geçtiğine karine teşkil ettiği, bunun aksinin yapılacak araştırma ile ispatlanabileceği, Mahkemece, bir kısım imzaların okuma yazma bilmeyen kimseler tarafından da atılabilecek nitelikte imzalar olduğu dikkate alınmaksızın üzerinde hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan, dinlenilen tanıkların davalı işyerindeki çalışmalarının kısmen ve fasılalı olduğu, bu durumda davacının işyerindeki çalışmalarının sürekli olduğuna tanıklık etmelerinin mümkün bulunmadığı da gözardı edilerek, dosya kapsamı ve Yargıtay kararları ile bağdaşmayan bilirkişi raporu doğrultusunda sonuca gidildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olan bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmalarına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği araştırılmalı, bu belgelerde göz önünde bulundurularak çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, sürekli kesintili veya mevsimlik olup olmadığı, başlangıç ve bitiş tarihleri ile alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren işçi ve işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafısazında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşürülmeli, tanıklar buna göre dinlenilmeli, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef gibi görevlileri ile işyerindeki çalışmaları süreklilik arzeden çalışanlar ve işyerine komşu işyerlerinden kayıtlarla veya yapılacak araştırma ile belgelenmiş kimselerin beyanlarına başvurulmalı, tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli, tarafların delilleriyle bağlı kalınmaksızın bu tür davalar sosyal güvenliğe yönelik olduğundan re’sen araştırma yapılabileceği de nazara alınmalı, çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak bir biçimde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2003/21-,35-64, 2004/21-480579, 2005/21-495-582 ve 2006/21-43-98 sayılı kararlarında bu hususlar özellikle belirtilmiştir.
Mahkemece, öncelikle davacının imzası bulunabilecek belgeler getirtilerek, dosyadaki mevcut imzaları dikkate alınıp benzer imza örnekleri de alınarak, imzası bulunan bordro ve belgeler üzerinde ehil bilirkişiye imza incelemesi yaptırılarak, imzası davacıya ait olan belgelerdeki sürelerle ilgili olarak istemin reddine, imzası davacıya ait olmadığı anlaşılan süreler yönünden ise yukarıda izah edildiği şekilde tanık dinlenilmek suretiyle sonuca gidilmesi, bilirkişi görüşüne başvurulacak ise bilirkişinin ehil ve konuya vakıf, olmasına özen gösterilmesi gerektiği ortadadır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan O.A. Tarım Ürünleri İthalat-İhracat Sanayi ve Tic.A.Ş’ye iadesine. 28.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.