Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2007/12973 E. 2008/6606 K. 28.04.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/12973
KARAR NO : 2008/6606
KARAR TARİHİ : 28.04.2008

Mahkemesi : Ermenek Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarih : 29.3.2007
No : 209-79
Davacı, davalı işveren nezdinde 1.12.1987 – 30.12.1990 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının davalı şirkete ait iş yerinde 01.12.1987-30.12.1990 tarihleri arasında geçen ve kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hak düşürücü süre nedeni ile istemin reddine karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı yasanın 79/10 maddesidir. Anılan maddede yönetmelikle tespit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalıların çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere; yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda, işe giriş ve işten çıkış tarihleri arasındaki bildirim dışı süreler yönünden 5 yıllık hak düşürücü süreden söz edilemeyeceği, sadece işten çıkış ve yeniden işe giriş tarihleri arasındaki süreler yönünden hak düşürücü sürenin geçip geçmediği konusunda araştırma yapılması gerektiği, birden fazla işe giriş bildirgesi verilmesi halinde ise çıkış yok ise ilk işe giriş bildirgesi ile son işe giriş bildirgesinin verildiği tarihler arasında geçen çalışmaların hak düşürücü süreye uğramayacağı, çıkış var ise hak düşürücü sürenin her kesim çalışma için ayrı ayrı hesaplanacağı, çıkış tarihinden sonra işçinin aynı iş yerinde çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü süre içersinde tekrar aynı iş yerine girerek çalışmasının hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağıdır. Bu nedenle işe giriş ve çıkış tarihleri arasındaki kısmi bildirimin aksine eşdeğer belgelerle ısbat edilebileceği kabul edilmelidir. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2003-2143 E,2003/97 K Sayılı 26.02.2003 günlü kararında da vurgulanmıştır.
Öte yandan aynı iş yerinde birden fazla işe giriş bildirgesinin verilmiş olması halinde, işe giriş bildirgelerindeki imzaların sigortalıya ait olup olmadığının konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak belirlenmesi gerektiği, bu inceleme sonucunda işe giriş bildirgelerindeki imzaların sigortalıya ait olmadığı tespit edilirse hizmet aktinin kesintisiz olarak devam etmesi nedeni ile hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceğinin kabulü gerektiği açık seçiktir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.2.2003 gün ve 2003/21-432,2003/97 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı şirket adına tescilli (21103175154009) sicil nolu iş yerinde davacının çalışması ile ilgili 01.12.1987 ile 24.07.1990 tarihleri arasında 4 ayrı işe giriş bildirgesi verildiği, davacının çalışmalarının kuruma kısmi olarak bildirildiği ve bildirimlere uygun olarak primlerinin ödendiği, ayrıca davacının aynı dönemde İ. U.ve O. Kömür işletmesi unvanlı 76157 sicil nolu farklı iş yerinden 10.02.1989-20.03.1989 tarihleri arasında 20 günlük çalışmasının kuruma bildirildiği görülmektedir.
Yapılacak iş; 01.12.1987, 01.10.1988, 10.06.1989, 10.02.1989 ve 14.07.1990 tarihli işe giriş bildirgelerindeki sigortalının imzası üzerinde uzman bilirkişilere imza incelemesi yaptırmak, imzanın sigortalıya ait olduğunun anlaşılması halinde, davacının çıkış ve giriş tarihleri arasındaki dönemlere ilişkin istemini hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle reddetmek, imzanın sigortalıya ait olmadığının anlaşılması halinde ise sigortalının hizmetinin kesintisiz olarak, farklı iş yerinde çalışması ile ilgili işe giriş bildirgesinin verildiği 02.10.1990 tarihine kadar devam etmiş sayılacağı ve hak düşürü süreden söz edilemeyeceği kabul edilerek bordro tanıklarının anlatımı ve bilirkişi raporu ile tüm deliller birlikte takdir edilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmadan eksik inceleme ve araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.