Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2006/849 E. 2006/3053 K. 28.03.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/849
KARAR NO : 2006/3053
KARAR TARİHİ : 28.03.2006

Mahkemesi : Manisa İş MahkemesiTarih : 21.12.2005No : 433-1654 Davacı, ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından 01.03.1998 tarihleri arası 2926 sayılı Yasa kapsamında zorunlu tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.2-Dava, davacının 06.06.1985-01.03.1998 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının ürün bedelinden tevkifat yolu ile ilk prim kesintisinin yapıldığı 08.05.1994 tarihini takibeden aybaşı olan 01.06.1994 tarihi ile 01.03.1998 tarihi arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar vermiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Yapılan incelemede davacının teslim ettiği ürün bedellerinden 08.05.1994, 21.05.1995,18.04.1996, 28.05.1999 tarihlerinde tevkifat yoluyla prim kesintisi yapıldığı, ziraat odası kaydının 06.06.1985 tarihinden beri halen devam ettiği mirasen intikal eden 11.668 M2 zirai arazisinin bulunduğu, 01.03.1998-2004 yılı 1. dönem arasında kesintili olarak 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.Diğer yandan sigortalı hizmet tesibitine ilişkin davalar Anayasal Sosyal Güvenlik Hakkına ilişkin olarak ortaya çıkan ve doğrudan kamu düzenini ilgilendiren davalardandır. Bu davaların niteliği gereği hakim icabında soruşturmayı genişletmek ve delilleri doğrudan toplamak görevi ile yükümlüdür. Amaç gerçeği ortaya çıkarılması ve çalışma olgusunun olup olmadığının açık biçimde ortaya koymaktır. Öyle ki Sosyal Güvenlik Hakkından vazgeçilmeyeceği düşünülmeli ve davalar bu ilke çerçevesinde sonuçlandırılmalıdır. Yapılacak iş; davanın S.S.K.’nun hak alanını da ilgilendirdiği de dikkate alınarak, anılan kurum davaya dahil edildikten sonra davacının 01.03.1998’den sonra sigortalılık koşullarını, her iki kurum arasından değerlendirten sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.