Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2006/5403 E. 2006/5812 K. 05.06.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/5403
KARAR NO : 2006/5812
KARAR TARİHİ : 05.06.2006

MAHKEMESİ : Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/03/2006
NO : 646-75
Davacı, S.S.K.’lı hizmetleri dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01.12.1987 ile dava tarihi olan 31.10.2005 tarihleri arasında S.S.K.’na tabi zorunlu sigortalılık süreleri dışında 2926 sayılı Yasa’ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti ile aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede, davacının 16.11.1987 tarihinde verdiği giriş bildirgesi üzerine davalı Kurumca 01.12.1987 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği, 22.10.2003 tarihinde terk bildirgesi verdiği, zirai arazisinin ve ziraat odası kaydının olmadığı 1991,1992,1993, 13.04.2000, 22.09.2003, 23.10.2003, 17.11.2003, 19.12.2003, 28.06.2004 ve 16.08.2004 tarihlerinde prim ödemelerinin bulunduğu, 20.08.1990 – 30.08.1990 , 01.05.1998 – 31.01.1999 , 01.10.2003 – 30.10.2003 tarihleri arasında S.S.K.’na tabi zorunlu sigortalı olarak çalışmalarının bulunduğu davalı Kurumca durumun öğrenilmesi üzerine 19.08.1990 tarihi itibariyle terkin edildiği, İlçe Tarım Müdürlüğü tarafından 24.10.2005 tarihli yazı ile 04.05.1986 tarihinde S.S.Çayhisar-Pınar Köyleri Tarımsal Kalkınma Köyleri Kooperatifine kaydının yapıldığının ve halen devam ettiğinin bildirildiği, davacının 01.12.1987-19.08.1990 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı görülmektedir.
Davacının davalı Kurumca 01.12.1987 tarihinde sigortalı olarak tescil edilmiş olmakla ve bu tarihten sonraki S.S.K.’na tabi çalışmaları uzun süreli blok çalışma olmayıp aralıklı kısa çalışma olduğundan dava tarihi olan 31.10.2005 tarihi arasında bu süreler dışında kalan dönemlerde 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesi koşullarını taşıması halinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü gerekeceğinden davacının prim ödemeleride dikkate alınarak ihtilaf bulunan dönemde mahkemece 01.09.1990-30.04.1998, 04.01.1999-31.12.1993, 03.05.2000-31.12.2000, 01.12.2003-31.12.2004 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğuna ilişkin hüküm doğru ise de 01.01.1994-01.05.2000, 1.01.2001-01.12.2003, 1.01.2005-31.10.2005 tarihleri arasında mahkemece 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde belirtilen kayıtların varlığı araştırılmaksızın sonuca gidildiği görülmektedir.
Yapılacak iş; davacıya ihtilaflı dönemde ürün sattığı kişi, kuruluş ve kurumları açıklattırmalı, bu kişi, kuruluş ve kurumlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise belgelerini getirtmek, ayrıca ihtilaflı dönemde görev yapan muhtar ve azaların isimlerini tesbit ederek tanık olarak bilgilerine başvurmak ilgili Belediye Emlak Dairesinden zirai arazi emlak vergisi mükellefi olup olmadığını sorup, mükellef ise beyannamelerini getirtmek ve tüm deliller birarada değerlendirilerek sonuca gitmektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.