YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/3232
KARAR NO : 2006/5240
KARAR TARİHİ : 23.05.2006
Mahkemesi : Eskişehir İş MahkemesiTarih : 23.6.2005No : 494-223 Davacı iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı Ş.C. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının işçilik alacaklarına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine 2-Dava, iş kazası sonucu beden güç kaybına uğrayan davacının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. 506 sayılı Yasa’nın 27. ve müteakip maddelerinde işverenin iş kazasını en geç iki gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirmekle yükümlü olduğu, haber verme kağıdındaki bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında gerekirse Kurum’ca soruşturma yapılabileceği ve varılan sonucun en geç üç ay içinde ilgililere yazı ile bildirileceği, ilgililerce yetkili mahkemeye başvurularak Kurum kararına itiraz olunabileceği, itiraz halinde Kurum kararının ancak mahkeme kararının kesinleşmesi ile kesin hale geleceği bildirilmiştir. Öte yandan Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı, haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin belirlenen tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Somut olayda sigortalıyı zararlandırıcı olaydan SSK’nun haberdar olduğu ve tahkikat açıldığı, mahkemece S.S.K. Sağlık ve Maluliyet İşlemleri Dairesi Başkanlığından maluliyet oranının belirlenmesinin istenmesi üzerine anılan Dairece SSK’nu bağlamamak kaydı ile sürekli iş göremezlik oranının % 12,3 olarak belirlendiği, mahkemece kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu ve aylık bağlama işlemlerinın sonucu beklenmeksizin % 12,3 oranındaki maluliyet gözetilerek kusur ve hesap raporu alınarak davanın sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, SSK’ca yapılan tahkikatın sonucunu beklemek, Kurumca olayın iş kazası olarak kabul edilmesi halinde davacıya sürekli iş göremezlik oranının saptanması ve buna bağlı olarak aylık bağlanması için Kuruma müracaatta bulunması için önel vermek, hükme en yakın tarihteki veriler gözetilerek davacının maddi zararını belirleyip davacıya bağlanan gelirin hükme en yakın tarihteki peşin sermaye değerini Sosyal Sigortalar Kurumundan sorarak indirdikten sonra 23.6.2005 tarihli kararda davacı yararına hükmedilen miktarı geçmemek kaydıyla karar vermektir. Sosyal Sigortalar Kurumunca olayın iş kazası olduğunun kabul edilmemesi halinde ise davacıya Sosyal Sigortalar Kurumunu ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine iş kazasının tesbiti davası açması için önel vermek, tesbit davasını bu dava için bekletici mesele sayarak çıkacak sonuca göre davayı sonuçlandırmaktadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.