Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2006/2947 E. 2006/2617 K. 20.03.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/2947
KARAR NO : 2006/2617
KARAR TARİHİ : 20.03.2006

Mahkemesi : Kütahya İş MahkemesiTarih : 24.11.2005No : 964-927 Davacı, ilk sigortalılık başlangıç tarihinin 1.5.1978 olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı A. T. ve ortaklarına ait iş yerinde 01.05.1978 tarihinde bir gün süre ile çalışmasının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın REDDİNE karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.Davacıya ait 01.05.1978 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı kuruma süresi içersinde verildiğine dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Gerçekten; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa’sının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan davacının çalıştığını iddia ettiği Atilla TANSUK ve ortaklarına ait 8551-23 sicil nolu iş yerinde, işe giriş bildirgesindeki bildirge tarihinden çok önce 506 sayılı yasa kapsamından çıkarılmış olması nedeni ile RED kararı verildiği ortadadır. Gerçekten işe giriş bildirgesinin süresinde verilmiş olmasına rağmen; çalışmanın geçtiği iddia edilen iş yerinin 506 sayılı yasa kapsamından 30.11.1977 tarihinde çıkarılmış olduğu ve işe giriş bildirge tarihindeki dönem bordosunun kuruma verilmemiş olması nedeniyle, komşu iş yeri kayıtları tesbit edilip kayıtlara geçmiş bordo tanıkları dinlenmemiştir. Yapılacak iş; İş yerinin 506 sayılı yasa kapsamından çıkarıldıktan sonra davacıya ait işe giriş bildirgesinin Sosyal Sigortalar Kurumuna verildiği anlaşıldığına göre, yasa kapsamından çıkarılan bir iş yeri ile ilgili işe giriş bildirgesinin hangi nedenle verildiğinin araştırmak, İş yerinin faaliyette bulunup bulunmadığının vergi dairesi kayıtları, komşu işyeri sahipleri ve site yönetimi mevcut ise site yönetim kayıtları esas alınarak incelemek olayda davacının beyanları da önem arz edeceğinden davacıya da bu konuda tanık ve delil bildirme bakımından olanağı vermek, ayrıca zabıta marifetiyle tespit edilecek işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde bildirge tarihinde çalıştığı tespit edilen bordrolara kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak; elde edilecek bilgilere göre gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.O halde, davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.