Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2006/2053 E. 2006/3712 K. 10.04.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/2053
KARAR NO : 2006/3712
KARAR TARİHİ : 10.04.2006

Mahkemesi : Yozgat 1.As.Huk.( İş) Mahkemesi
Tarih : 22.12.2005
No : 1055-970

Davacı, 1994-1995 tarihleri arası 344 günlük sigortası çıktıktan sonra kalan tarım Bağ- Kur sigortalılığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine.
2- Dava, davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği 01.01.1985 tarihi ile dava tarihi arasında S.S.K. ‘na tabi zorunlu sigortalı olduğu dönemler dışında tarım bağ-kur sigortalısı olduğunun tesbiti ile aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının 10.01.1994- 31.10.1994 tarihleri arası 194 gün, 20.01.1995-30.11.1995 tarihleri arası 150 gün olmak üzere toplam 344 günlük zorunlu S.S.K. sigortalılık süresi dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede davacının 25.02.1985 tarihinde verdiği bildirge üzerine davalı Kurumca 01.01.1995 tarihi itibarıyla kayıt ve tescil edildiği, 10.01.1994-31.10.1994, 20.01.1995- 30.11.1995 tarihleri arasında S.S.K. zorunlu sigortalısı olarak çalışmalarının bulunduğunun anlaşılması üzerine 09.01.1994 tarihi itibariyle terkin edildiği, davacının 01.10.2001 tarihinden dava tarihine kadar primlerini düzenli olarak ödediği, davalı Kurumca 01.01.1985-09.01.1994, 01.10.2001 ile dava tarihi arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği belirtilen tarihler yönünden taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece verilen davacının 01.01.1985-09.01.1994 ve 01.10.2001 ile dava tarihi arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine ilişkin hüküm yerindedir.
Uyuşmazlık; davacının 01.11.1994-20.01.1995 ve 01.12.1995-01.10.2001 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılmayacağı noktasındadır. 506 sayıl Yasa’ya tabi zorunlu çalışma nedeniyle tarım Bağ-Kur sigortalılığına uzunca bir zaman ara verdikten ve 506 sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalılığın sona ermesinden sonra 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için doğrudan prim yatırılması veya aynı Yasa’nın 36. maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yoluyla prim kesilerek yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerekir.
Yapılacak iş; davacıya yukarıda açıklanan tarihler arasında zirai ürün sattığı kurum, kuruluş ve kişileri açıklattırmak, bu kurum veya kuruluşlarca ürün bedelinden tevkifat yoluyla prim kesintisi yapılıp yapılmadığını araştırmak prim kesintisi var ise davacının kesintinin yapıldığı tarihi takibeden aybaşından itibaren tescil edilmiş sayılacağı gözetilerek kesintinin bulunduğu yıllarda tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunu kabul etmek, kesintinin bulunmadığı yıllarda 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde belirlenen kayıtların varlığını araştırmak ve çıkacak sonuca göre karar vermektir.
Mahkemece yukarıda açıklanan doğrultuda araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu davacının 01.11.1994- 20.01.1995 ve 01.12.1995-01.10.2001 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.