YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/1621
KARAR NO : 2006/4631
KARAR TARİHİ : 02.05.2006
Mahkemesi : Ankara 13.İcra Mahkemesi
Tarih : 01.11.2005
No : 455-746
Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı(Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Uyuşmazlık 3. kişinin İcra İflas Kanun’nun 96. ve devamı maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Haciz 08.06.2004 tarihinde, borçlu şirketin takip dayanağı çek adresinde yapılmış ve borçlu adına çeşitli belgelere rastlanmıştır. İcra İflas Kanun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksi davacı 3. kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispat edilememiştir.
Hacizde, hazır bulunan A. E. borçlu şirketin eski ortağı ve davacı 3.kişi şirketin ise kurucu ortağıdır. Borç 10.12.2003 tarihli çekten kaynaklanmaktadır. Davacı şirket haciz adresinde borcun doğumundan sonra 01.03.2004 kurulmuştur. Mevcut organik bağ davacı şirketin borcun doğumundan sonra aynı adreste alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kurulduğunun açık kanıtıdır.
Bundan başka, borçlu ile davacı arasındaki ilişki örtülü işletme devri niteliğinde bulunduğundan İcra İflas Kanunun 44 ve Borçlar Kanunun 179. maddesinin uygulanması gerektiği açıkça ortadadır. Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Gerçekten borçlunun devri kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirerek ilan ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin dosyada hiçbir kanıt yoktur. Bu durumda devir alacaklının haklarını etkilemeyeceği gibi devralan davacıda Borçlar Kanun’un 179 maddesi gereği işletmenin borçlarından sorumlu bulunduğundan davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı(Alacaklı)ya iadesine, 02.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.