Yargıtay Kararı 21. Ceza Dairesi 2015/9798 E. 2017/666 K. 13.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9798
KARAR NO : 2017/666
KARAR TARİHİ : 13.02.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanıklar hakkındaki resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı kurulan mahkumiyet hükümlerine hasren yapılan incelemede;
1-Sanıklar hakkında, çalıntı oldukları dosya kapsamından anlaşılan 48.000, 70.000 ve 73.000 TL bedelli 3 adet çeki doldurup, arkasını cirolayarak katılana verdikleri ve bu suretle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia olunduğu olayda; sanıklardan …’nün kolluk tarafından alınan ifadesinde, suça konu 48.000 TL’lik çeki katılana vermek istediğini fakat katılanın, bu çekin sahte olduğunu söyleyerek almadığını bunun üzerine öteki iki çeki doldurup, arkasını diğer sanık … ile beraber ciroladıklarını, çekteki imza ve yazıların kendisine ait olduğunu, sanık …’in kolluk tarafından alınan ifadesinde de, çekin arkasındaki yazı ve imzanın kendisine ait olduğunu söylediği ancak …’in sorgusunda; çekteki imza ve yazıların kendisine ait olmadığını beyan ettiği, katılanın hazırlık aşamasında alınan beyanında; sanıkların 70.000 ve 73.000 TL bedelli 2 adet çeki kendisine vermek istediklerini fakat şüphelenerek polisi aradığını, mahkemedeki beyanında ise; çeklerin günü geldiğinde sahte olduğunun ortaya çıktığını, bunun üzerine 2 adet çeki alarak polise gittiğini söylediği, 16.12.2011 tarihli kolluk tarafından düzenlenen tutanakta; suça konu 3 adet çekin …’nün üst aramasında ele geçtiği ve rızaen teslim alındığının belirtildiği, çekler üzerinde herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı, çek asıllarının dosyada mevcut olmadığı, suça konu çeklerin fotokopisi üzerinde yapılan gözlemde, 70.000 ve 73.000 TL bedelli çekler üzerinde keşideci imzasına rastlanmadığı, çeklerde keşideci imzasının bulunmaması halinde suça konu 70.000 ve 73.000 TL bedelli çekler yönünden resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmayacağı, çeklerin zorunlu unsurları ihtiva etmemeleri halinde özel belge niteliğinde kabulü ile özel belgede sahtecilik suçunun sahte belgelerin kullanılması suretiyle oluşacağı nazara alınarak, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından öncelikle belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu çek asıllarının duruşmaya getirtilip incelenerek bulunması gereken zorunlu unsurları ihtiva edip etmediğinin tespit edilmesi, iğfal kabiliyetinin ne şekilde gerçekleştiğinin karar yerinde tartışılması ve çek asıllarının denetime imkan verecek şekilde dosya arasına konulmasının ardından; sanıklardan …’in imza ve yazı örneklerinin alınarak çeklerin arkasındaki ciro imza ve yazısının sanığa ait olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılması, 16.12.2011 tarihli tutanak mümzilerinin ve katılanın dinlenerek çeklerin ne şekilde ele geçtiğinin açıklığa kavuşturulmasından sonra sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
2-TCK’nun 43. maddesinin, “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” durumunda uygulanabileceği gözetilmeksizin, sanıkların aynı anda katılana verdikleri çekler nedeniyle haklarında zincirleme suça ilişkin TCK’nun 43. maddesi uygulanarak fazla ceza tayini,
3-T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.