YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9794
KARAR NO : 2017/672
KARAR TARİHİ : 13.02.2017
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-)Sanığın, katılan … adına suça konu bonoyu düzenleyip kullanmak suretiyle üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda; UYAP üzerinden yapılan sorgulamadan, sanığın benzer eylemi nedeniyle hakkında “resmi sahtecilik” suçundan Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/657 Esas ve 2012/1390 Karar sayılı dosyasında görülen kamu davası olduğunun anlaşılması karşısında, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.04.2014 gün ve 2013/11-397-2014/202 sayılı kararında açıklandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçunun hukuki konusunun “kamu güveni” olduğu ve fiil tarihleri de dikkate alınarak; sanığın fiillerinin her biri yenilenen kasıtla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, anılan dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örnekleri dosya içerisine konulup sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
II-) Kabul ve uygulamaya göre de;
1-)5237 sayılı TCK’nun 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suç konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK’nun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hâkimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir. Ancak, Anayasa’nın 141, 5271 sayılı CMK’nun 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca, hükümde bu takdirin denetimine olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Bu anlamda; yasa metinlerdeki ifadelerin tekrarı, bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütlerin somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe, yeterli bir gerekçe olarak kabul edilemez. Bu açıklamalar ışığında sanığın katılan adına 1 tane sahte bono düzenleyip kullanmak suretiyle üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda; sanık hakkındaki temel ceza belirlenirken kanun maddesinin tekrarı niteliğinde yetersiz gerekçeler kullanılarak ve somut olay ile orantısız bir şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak fazla ceza tayin edilmiş olması
2-)T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.