Yargıtay Kararı 21. Ceza Dairesi 2015/7433 E. 2016/2797 K. 24.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7433
KARAR NO : 2016/2797
KARAR TARİHİ : 24.03.2016

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf
HÜKÜM : Mahkumiyet

I-Sanığın, hakkında kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca, sanık hakkında mahkemece doğrudan hükmedilen 1200 TL adli para cezasına dair hükmün temyizi olanaklı bulunmayıp kesin nitelikte olduğundan sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
II-Sanığın, resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarına gelince;
Yargıtay İBK’nun 14.12.1992 tarih ve 1/5 ve Ceza Genel Kurulu’nun 24.03.1998 gün ve 51/106 sayılı kararlarında açıklandığı üzere kambiyo senetlerinde yapılan sahtekârlığın resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanununda öngörülen bütün unsurlarını taşıması gerekir. Aksi takdirde yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtekârlık yapılması halinde fiil, özel belgede sahtekârlık suçunu oluşturacaktır. Suç tarihinde yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanunun 688/6 ve 689/4. maddeleri uyarınca bonoda tanzim yerinin yazılı bulunması zorunludur, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bono tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun anılan kararında belirtildiği üzere düzenleme (keşide) yerinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek ve başka yerleşim yerlerini çağrıştırmayacak biçimde açık, net ve herkes tarafından anlaşılabilir şekilde gösterilmesi gerekir. Dosya içerisinde örnekleri bulunan suça konu 13.12.2004 keşide tarihli, 1.950.000.000 TL bedelli, 09.10.2004 keşide tarihli, 1.700.000.000 TL bedelli ve 16.10.2004 keşide tarihli, 1.370.000.000 TL bedelli çeklerde açıkça düzenleme yeri belirtilmemiş, keşidecinin ismi yanında da herhangi bir adres gösterilmemiştir. Bu itibarla, suça konu çeklerin kambiyo senedi vasfı taşıdıklarının kabulü mümkün olmadığı cihetle, özel belge niteliğinde bulundukları gözetilmeden suç vasfında yanılgı sonucu yazılı şekilde “resmi belgede sahtecilik” suçundan sanığın mahkûmiyetine hükmolunması yasaya aykırı ise de;

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükümleri karşısında değişen suç vasfına göre; yüklenen “özel belgede sahtecilik” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sının itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkında anılan suçtan açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 24.03.2016 günü oybirliği ile karar verildi.