Yargıtay Kararı 21. Ceza Dairesi 2015/4127 E. 2015/5126 K. 16.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4127
KARAR NO : 2015/5126
KARAR TARİHİ : 16.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/116726
MAHKEMESİ : Şanlıurfa 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/06/2011
NUMARASI : 2008/629 (E) ve 2011/818 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK’nun 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;
Ancak:
1- Sanığın, K.. N..adına sahte olarak düzenlenen ….. sayılı plaka, bu plakaya göre düzenlenmiş motorlu araç trafik ve tescil belgesi ile E.. T.. adına tanzim olunan sahte sürücü belgesini kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın; suça konu ….. plakalı aracı ruhsatı ile birlikte İstanbul ilinden aldığını, suça konu sürücü belgesini ise Adıyaman ilinde seyyar olarak kimlik kaplama işini yapan birine yaptırdığını beyan etmesi nedeniyle sahte plaka ve trafik/tescil belgesini kullanma eylemi ile sahte sürüsü belgesi kullanma eyleminin iki ayrı resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a- 5237 sayılı TCK’nun 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK’nun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir ancak; Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nun 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerindeki ifadelerin tekrarı bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe değildir. Bu açıklamalar ışığında, sanık hakkında yasal ibarelerin tekrarı ile yetinilip başka bir gerekçe gösterilmeden alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi,
b- Adli emanete kayıtlı bulunan suça konu belgelerin akıbeti hakkında bir karar verilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 16.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.