Yargıtay Kararı 21. Ceza Dairesi 2015/4074 E. 2015/5092 K. 16.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4074
KARAR NO : 2015/5092
KARAR TARİHİ : 16.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/134967
MAHKEMESİ : Mersin 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/12/2011
NUMARASI : 2011/478 (E) ve 2011/949 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı, 19.04.2005 gün ve 221-38 sayılı kararlarında ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere, belgede sahtecilik suçlarında mağdurun rızası hukuka uygunluk nedeni sayılmaz ise de failde belgede sahtekarlıkta bulunmak kastına etki yapabileceği cihetle, suç tarihinde müşteki adına kayıtlı olan …. Kundura isimli iş yerini, müştekinin eşi ile ortak olarak çalıştıran sanığın, keşidecisi E.. G.. – Rima Kundura (üç adet) ve E.. G.. (bir adet) olarak görünen dört adet çeki yetkisi olmadığı halde imzalayarak R.. U.. vermek suretiyle yüklenen suçu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda, aşamalarda, kardeşi A.. G.. ile birlikte ticaret yaptıklarını, müşteki Eda’nın da Ali’nin eşi olduğunu, birlikte ticaret yaptıkları için şehir dışındaki işlerde çek vermek gerektiğini, iddianameye konu çeklerdeki imzaların da kendisine ait olduğunu, bu çeklerin sahte olmadığını savunması, sanığın kardeşi A.. G.. da soruşturma aşamasındaki beyanında; iş yerinde abisi G.. G.. ile birlikte çalıştıklarını, G.. G..’ın da kendisi bulunmadığı zamanlarda banka çeklerini düzenleyip imzaladığını belirtmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi ve sanığın suç kastının tayini bakımından, daha önce de sanık tarafından müşteki E.. G..’a ait çeklerin R.. U.. veya başkalarına verilip verilmediği, çek karnesini veren bankalardan (Finansbank ve Denizbank) bu yolla keşide edilen çeklerin ödenip ödenmediğinin sorulması, dava konusu çekten dolayı varsa icra takip dosyasının getirtilip incelenmesi, borca itiraz veya ödeme bulunup bulunmadığının belirlenmesinden sonra, toplanan deliller birlikte değerlendirilip sanığın sahtecilik kastıyla hareket edip etmediği saptanarak sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, iddianameye konu dört adet sahte belge asıllarının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcı nitelikte olup olmadığının kararda tartışılması ve denetime imkan verecek şekilde dosya içine konulması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Suça konu çekleri R..U.. vermek suretiyle yüklenen suçu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda, aşamalarda R.. U.. beyanlarına başvurulmaması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tespiti bakımından, R..U.. mahkemeye celbi ile tanık olarak beyanın alınması ve çeklerin kendisine sanık tarafından aynı anda mı yoksa farklı tarihlerde mi verildiği hususunun sorulmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 16.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.