Yargıtay Kararı 21. Ceza Dairesi 2015/4048 E. 2015/4648 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4048
KARAR NO : 2015/4648
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/114838
MAHKEMESİ : Dörtyol 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/12/2011
NUMARASI : 2010/40 (E) ve 2011/164 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Sanığın yokluğunda verilen 02.12.2011 günlü hükmün sorgusunda bildirdiği adres yerine farklı bir adrese 7201 sayılı Tebligat Yasasının 21. maddesine göre yapılan tebligatın geçersiz olduğu anlaşılmakla, müdafinin 02.02.2012 havale tarihli dilekçe ile yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü ile gerçekleştirilen incelemede gereği görüşüldü;
Yapılan duruşmaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-Sanık hakkında sahte araç muayenesi yapmak suçundan açılan kamu davasında, UYAP ortamında yapılan araştırmada, benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş, onanmış veya benzer gerekçeler ile bozulmuş ve temyiz incelemesi sırası bekleyen kamu davaları bulunduğu anlaşılmakla; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nun “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği de gözetilerek, açıklanan ilkeler doğrultusunda sanığın fiilinin her biri yenilenen kasıtla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, sanık hakkında varsa benzer nitelikteki diğer dava dosyalarının da mahkeme tevzi bürosu ve UYAP üzerinden tespit edilip, mümkünse mevcut dava ile birleştirilmesi, aksi halde özetlerinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren onaylı örnekleri dosya arasına intikal ettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Kabule göre de;
Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, 5237 TCK.’nun 58/7. maddesi gereğince mükerrirler hakkındaki infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, sanığın tekerrüre ilişkin kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 05.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.