Yargıtay Kararı 21. Ceza Dairesi 2015/3193 E. 2015/3864 K. 14.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3193
KARAR NO : 2015/3864
KARAR TARİHİ : 14.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/72321
MAHKEMESİ : Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/12/2011
NUMARASI : 2011/414 (E) ve 2011/536 (K)
SUÇ : Özel belgede sahtecilik

1- Mağdur adına sahte cep telefonu hattı abonelik sözleşmeleri düzenlendiği iddiasıyla açılan kamu davasında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi bakımından, suça konu hatlara ilişkin HTS raporları, sözleşmedeki adres ve sabit telefon bilgilerinden hattı fiilen kullanan kişilerin tespit edilip, sanıkla ilgisi, aboneliği ne şekilde gerçekleştirdiği konusunda dinlenilmesi, dosya içerisinde bulunan nüfus cüzdanı fotokopisinin katılana aidiyeti araştırılıp sözleşme düzenlenirken sahte kimlik kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesinden sonra sanığın mahkumiyetine yeterli delillerinin nelerden ibaret olduğunun karar yerinde gösterilip tartışılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2- Suça konu 03.07.2009 tarihli sözleşmelerin farklı tarihlerde düzenlendiğine dair delil olmadığı halde TCK’nun 43. maddesi uyarınca cezadan artırım yapılması,
Yasaya aykırı,
3- Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 14.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.