Yargıtay Kararı 21. Ceza Dairesi 2015/3125 E. 2015/3918 K. 14.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3125
KARAR NO : 2015/3918
KARAR TARİHİ : 14.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2013/159813
MAHKEMESİ : İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/05/2011
NUMARASI : 2010/717 (E) ve 2011/272 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık

1-Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden, yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak,
a-)Sanık hakkında kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan ve kazanılmış hakka konu edilemeyen 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına karar verilmemesi,
b-)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.04.2010 tarih ve 2010/4-71 E, 2010/76 K sayılı ilamında açıklandığı gibi; 5237 sayılı Yasa’nın 51. maddesiyle, ceza infaz kurumu haline getirilip, sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesi, denetim süresi, ertelemenin yasal sonucu olduğundan, aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyecektir. Bu nedenle sanık hakkında TCK’nun 51. maddesinde düzenlenen erteleme hükümleri uygulanırken denetim süresinin hükmolunan cezadan az olamayacağı gözetilmeden denetim süresinin eksik hükmedilmesi,
Yasaya aykırı ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların 5320 Sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 Sayılı Yasanın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasına “ sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkranın diğer bentlerinde yazılı haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” eklenmek ve hüküm fıkrasındaki 5237 s. TCK nun 51/3. maddesi uyarınca1 yıl denetim altında bulundurulması yerine “2 yıl” yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Dolandırıcılık suçu yönünden ise, dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Yalan belli oranda ağır, yogun ve ustaca olmalı, “sergileniş açısından mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Kullanılan hile ile mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu kandırıcı davranışlarla yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlamalıdır.
Somut olayda müştekinin 35 DU 4057 plakalı aracını muayenesini yaptırması için sanığa verdiği ve sanığın sahtecilik yaparak müştekinin 220 TL parasını aldığından dolayı dolandırıcılık suçunu işlediğinden bahisle yapılan yargılamada, Gelir İdaresi Başkanlığının 29.12.2009 tarihli yazısında sanığın 2.490.20 TL borcu olduğunun bu borcun tamamının 03.07.2009 tarihinde kapatıldığını bildirdiği, belge üzerindeki muayeneninde 03.06.2009 tarihinde yapıldığının gözüktüğü, müştekinin vergi borcu ödenmeden muayenenin yapılamayacağını bilmesinin gerektiği bu nedenle sanık tarafından yapılmış hileli bir hareketin söz konusu olmadığı ve müştekinin muayenenin sahte olup olmadığına yönelik denetim olanağının ortadan kalkmadığı da göz önünde bulundurularak dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulmuş olması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 14.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.