Yargıtay Kararı 21. Ceza Dairesi 2015/2977 E. 2015/3455 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2977
KARAR NO : 2015/3455
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/365774
MAHKEMESİ : Foça Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/06/2011
NUMARASI : 2010/229 (E) ve 2011/153 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

İncelenen dosya içeriğine göre, adli emanette kayıtlı bulunan resmi belgede sahtecilik suçuna konu sürücü belgesi aslının denetime olanak verecek şekilde dosya içinde bulundurulmadığı görülmekle; belge aslının dosyaya eklenmesi amacıyla iadesi için mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.10.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

İncelenen dosyada sayın çoğunlukla aramızdaki ihtilaf, suça konu sürücü belgesinin aslını duruşmaya getirterek aldatma yeteneği yönünden incelemeyen doğrudan bilirkişi raporuna itibar eden mahkemece suça konu sürücü belgesi aslının dosya içinde bulundurulmaması nedeniyle belge aslının dosyaya eklenmesi amacıyla tevdii kararı yerine eksik inceleme nedeniyle dosyanın bozulması gerektiğine ilişkindir.
Mahkemenin, daha doğrusu, hâkimin kararını, delillerle doğrudan doğruya, bizzat temasa geçerek vermesini ifade eden ilkeye vasıtasızlık ilkesi denmektedir. Yani, kararı verecek olan mahkeme veya hâkim, delil sözlü ise, dinleyecek, yazılı ise, okuyacak, eşya veya iz şeklinde ise, görecektir. Bilindiği üzere Yargıtay ise bir temyiz mahkemesi olarak ilk derece mahkemelerce verilen kararları sadece hukuka uygunluk açısından denetleme görev ve yetkisi vardır.
Somut dosyamızda; mahkemece kendisine iddianame ekinde adli emanet makbuzu ile emanete alınmış olarak gelen ve yazılan müzekkere ile belgenin orijinal yada sahte olarak düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi yönünden bilirkişi incelemesine gönderilen ve dönüşte tekrar adli emanetteki yerine gönderilen suça konu sürücü belgesinin hiçbir şekilde duruşmaya getirtilip aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığı hususu incelenmeden bilirkişinin yetkisi dışındaki aldatma yeteneğine yönelik düşüncesine itibar olunarak karar verilmiştir.
Halbuki, dairemizin istikrar kazanmış bir çok içtihadında da belirtildiği üzere “aldatma yeteneğinin” takdiri hakime ait olup suça konu belge duruşmaya getirtilip incelenmeli, belgenin unsur ve özellikleri adeta kelimelerle belgenin fotoğrafı çekilmek suretiyle zapta geçirildikten sonra gerekçeli karar yerinde aldatma yeteneğinin varlığı/yokluğu hususu tartışılmalıdır.
Mahkemece yüz yüzelik ilkesi gereğince davanın tek delili olan suça konu sürücü belgesinin duruşmaya getirtip incelemeden karar verilmesi eksik soruşturma olup hükmün bu yönden bozulması gerekirken, sayın çoğunluk tarafından delilleri bizzat değerlendirmesi gereken hakim bertaraf edilerek bu eksikliğin hukuka uygunluk denetimi yapan Yargıtay’ca yapılmasına yönelen tevdii kararma katılmıyorum.