Yargıtay Kararı 21. Ceza Dairesi 2015/2944 E. 2015/3544 K. 06.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2944
KARAR NO : 2015/3544
KARAR TARİHİ : 06.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/399196
MAHKEMESİ : Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2011
NUMARASI : 2010/123 (E) ve 2011/198 (K)
SUÇ : Dolandırıclık, resmi belgede sahtecilik

I-) Sanık A.. K.. hakkında resmi belgede sahtecilik ve Sanık M.. K.. hakkında sahte sürücü belgesi düzenlemesinden dolayı resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlere ilişkin incelemede;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip sanıkların suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıkların ve sanık M.. K.. müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
II-) 1) Sanık M.. K.. hakkında sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme ilişkin incelemede;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanık ve müdafiinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;
Ancak;
1/4’ü Sanık A.. K..’ya ait taşınmazın diğer hissedar A.. K.. tarafından sahte belgelerle katılan T.. A..’a devrinin sağlandığı, Ali’ye yardım eden ve kardeşi olan sanık Mustafa tarafından sahte nüfus cüzdanı talep belgesine istinaden nüfus cüzdanı çıkartılıp bununla noterde içeriği itibariyle sahte vekaletname düzenlendiği ve tüm bu eylemlerin amacının mahkemece de kabul olunduğu üzere resmi kayıtların aksine tamamı A.. K..’ya ait olduğuna inanılan iş yerini satabilmek amacı ile gerçekleştirildiği anlaşılmakla, sanık Mustafa’nın sahtecilik eylemlerini gerçek olduğuna inandığı bir durumu belgelendirebilmek amacı ile işlediği sonucuna varan mahkemece, TCK’nun 211. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi;
2) Sanık A.. K.. ve M.. K.. hakkında dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere ilişkin olarak yapılan incelemede;
a) Sanık M.. K..’nın dolandırıcılık eylemine doğrudan katılmadığı, yalnızca sanık A.. K..’ya, sahte nüfus cüzdanı ile noterde düzenlettirdiği vekaletnameyi verdiği ve bu vekaletnamenin Ali tarafından dolandırıcılık eyleminde kullanıldığı dikkate alındığında, sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun doğrudan faili olmadığı, TCK 39/2 anlamında yardım eden sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla, mahkemece sanık hakkında “yardım eden” yerine fail olarak cezaya hükmedilmesi;
b) 13.06.2011 tarihli celsede, katılan T.. A.. vekilinin şikayetten vazgeçtiğine ilişkin beyanları ile katılan A.. K..’nın 27.06.2011 havale tarihli, sanıklar hakkında şikayetten vazgeçtiğine ilişkin dilekçesi göz önüne alınarak, sanıkların 5237 sayılı TCK’nun 159/1. maddesi gereğince mahkumiyetine karar verilebilmesi için şikayet şartı gerektiğinden, her iki sanığın şikayetten vazgeçmeye karşı beyanları alınarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Yasaya aykırı, sanık A.. K.., sanık M.. K.. ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca kısmen isteme aykırı BOZULMASINA, 06.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.