Yargıtay Kararı 21. Ceza Dairesi 2015/2537 E. 2015/4117 K. 20.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2537
KARAR NO : 2015/4117
KARAR TARİHİ : 20.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/323666
MAHKEMESİ : İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/09/2010
NUMARASI : 2009/1143 (E) ve 2010/1425 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması

I-Sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
1- Sanığın hazırlık aşamasında, hakkında bulunan arama kararından kaçmak için ismini hatırlamadığı bir muhtarlıktan nüfus cüzdanı talep belgesi aldığı, bu belgeyle nüfus müdürlüğüne başvurup nüfus cüzdanı çıkarttırdığı, sonra bu nüfus cüzdanı ile emniyet müdürlüğüne başvurup ehliyet aldığını beyan etmesine mukabil kovuşturma aşamasında talimatla alınan savunmasında mağdura ait nüfus cüzdanında bulunan resmi çıkartıp kendi resmini yapıştırdığını beyan etmesi karşısında, sanığın beyanlarındaki çelişkinin giderilmesi, sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinin uygulanma koşulları oluşup oluşmadığının araştırılarak değerlendirilmesi, suça konu belgeler üzerinde inceleme yapmak suretiyle sahteciliğin ne şekilde yapıldığının ve aldatma kabiliyetinin olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi, sonrasında sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
II-Sanık hakkında “başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
1- 5237 sayılı TCK’nun 268. maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için, failin işlediği bir suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla kendi kimliğini saklayarak, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği cihetle, emniyet görevlilerinin sahte kimlik ibraz eden sanığın kim olduğunu bildikleri, sanığın fotoğrafının ellerinde bulunduğu, sanığın kendilerine ibraz ettiği kimliğin sahte olduğunu derhal anladıkları, bu kimliğe dayalı olarak herhangi bir belge düzenlenmediğinden yasal unsurları itibariyle oluşmayan suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
Kabul ve uygulamaya göre ise ;
2- 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Sanığın talimatla alınan savunmasında hakkında lehe olan kanun hükümlerinin uygulanmasını talep etmesi karşısında 5237 sayılı Kanunun 50,51. ve 5271 sayılı CMK’nun 231. maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağının mahkemece değerlendirilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.