Yargıtay Kararı 21. Ceza Dairesi 2015/2271 E. 2015/5980 K. 08.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2271
KARAR NO : 2015/5980
KARAR TARİHİ : 08.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/364201
MAHKEMESİ : Manavgat 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/07/2011
NUMARASI : 2010/271 (E) ve 2011/275 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, Özel belgede sahtecilik

l- “Özel belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin incelemede;
10.11.2008 tarih ve 27050 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun “Kapsam” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında “elektronik haberleşme hizmetlerinin yürütülmesi ve elektronik haberleşme alt yapı ve şebekesinin tesisi ve işletilmesi ile her türlü elektronik haberleşme cihaz ve sistemlerinin imali, ithali, satışı, kurulması, işletilmesi, frekans dahil kıt kaynakların planlaması ve tahsisi ile bu konulara ilişkin düzenleme, yetkilendirme, denetleme ve uzlaştırma faaliyetlerinin yürütülmesi bu Kanuna tabidir” hükmü yer almakta olup aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, abone; “bir işletmeci ile elektronik haberleşme hizmetinin sunumuna yönelik olarak yapılan bir sözleşmeye taraf olan gerçek ya da tüzel kişiyi”, abonelik sözleşmesi; “İşletmeci ile abone arasında akdedilen ve işletmecinin bir bedel karşılığında dönemsel ya da sürekli olarak bir hizmeti yerine getirmeyi veya mal teminini üstlendiği ya da her ikisini birden kapsayan sözleşmeyi”, (h) bendinde elektronik haberleşme; “elektriksel işaretlere dönüştürülebilen her türlü işaret, sembol, ses, görüntü ve verinin kablo, telsiz, optik, elektrik, manyetik, elektromanyetik, elektrokimyasal, elektromekanik ve diğer iletim sistemleri vasıtasıyla iletilmesini, gönderilmesini ve alınmasını,” (i) bendinde ise radyo televizyon yayını; “karasal, kablo, uydu ve diğer ortamlar üzerinden, şifreli veya şifresiz olarak kitle haberleşmesi amacıyla yapılan ve bireysel iletişim hizmetlerini kapsamayan görüntü ve/veya ses iletimi” olarak tanımlanmış olması karşısında; somut olayda, sanığın, katılanın kimlik bilgileri ile GSM Abonelik Sözleşmesi düzenlediği iddia ve kabul olunduğuna göre, hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü nedeniyle; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2- “Resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede;
Sanığın kardeşine ait olan ve bir şekilde ele geçirdiği gerçek nüfus cüzdanındaki kardeşinin fotoğrafını sökerek yerine kendi fotoğrafını yapıştırmak sureti ile kullanma eylemine ilişkin olarak; ekspertiz raporuna göre, olaya konu olan nüfus cüzdanının mahkeme emanetinde fotoğrafı bulunmadığı hali ile mevcut olduğu ve bu kapsamda nüfus cüzdanının aldatma yeteneğinin bulunmadığı, olay tarihi itibarı ile de aldatma yeteneğinin mevcut olup olmadığının bu hali ile tesbitinin mümkün olmadığı, suça konu nüfus cüdanının kullanılarak sahte belgeyle faturalı GSM hattı alınmış olmasının, belgenin iğfal kabiliyetini haiz olduğunu göstermeyeceği cihetle, sanığın unsurları itibariyle oluşmayan ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca kısmen istem gibi BOZULMASINA, 08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.