Yargıtay Kararı 21. Ceza Dairesi 2015/2258 E. 2015/3075 K. 16.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2258
KARAR NO : 2015/3075
KARAR TARİHİ : 16.09.2015

1-) Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2008 gün ve 49/219 sayılı kararında da açıklandığı üzere ceza yargılamasının amacı, somut gerçeğin ortaya çıkarılması olup bunun için başvurulan kanıtlama araçlarından biri de belgelerdir. Yargılama makamları suç isnadı nedeniyle oluşan uyuşmazlığı çözümlerken ele geçirilen ve kendiliklerinden getirtilen ya da iddia ve savunma doğrultusunda sunulan belgelerin güvenirliğini de denetlemek durumundadırlar. Güvenilirliğin denetlenebilmesi için, belgenin aslının veya bunun olanaklı olmaması halinde de aslına uygunluğu yetkili makam veya kişilerce onanmış örnek ya da kopyalarının dosyaya konulması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında dosya içersinde bulunan sürücü belgesi ve ticari taşıt kullanma belgesinin onaysız fotokopi olduklarının anlaşılmış olması karşısında; bu evrakların asılları ya da onaylı suretleri getirtilip dosya içerisine konulmadan onaysız evraklara dayanılması, suça konu ticari taşıt kullanma belgesinin İstanbul Şoförler Odası tarafından verilip verilmediğinin, verilmiş ise hangi evraklara dayanarak verildiğinin ve bu evrakların fotokopilerinin talep edilmemesi ve kararın gerekçe bölümünde bu belgelerin aldatma yeteneğine sahip olup olmadığının tartışılması ve neticesine göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine hükmolunması,
2-) Katılan adına çıkartılan 3 adet hatla ilgili ise; Hüküm tarihinden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” ve 5. fıkrasındaki “gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 16.09.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.