Yargıtay Kararı 21. Ceza Dairesi 2015/13366 E. 2015/5901 K. 07.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/13366
KARAR NO : 2015/5901
KARAR TARİHİ : 07.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2015/307259
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/06/2015
NUMARASI : 2014/225 (E) ve 2015/437 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre bozmaya uyularak verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-Sanık hakkında, kardeşi …… (….)’in kimlik bilgilerini kullanıp çek hesabı açtırmak suretiyle yüklenen suçu işlediğinin iddia olunması, sanığın 30.06.2015 tarihli celsedeki savunmasında, kardeşi …. adına …… Şirketini kurduğunu, ancak bununla ilgili olarak daha önceden yargılandığını belirtmesi ve UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede …… (…..) adına ve zararına gerçekleştirdiği benzer suçlardan birden çok dosyasının bulunduğu, bazı dosyalar hakkında hüküm kurulup, temyiz inceleme sırasında beklediğinin anlaşılması karşısında; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.04.2014 gün ve 2013/11-397-2014/202 sayılı kararında açıklandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve eylem tarihleri de dikkate alınarak; sanığın fiillerinin her biri yenilenen suç işleme kararıyla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmü kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal edilmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi ve mükerrer yargılamanın önüne geçilmesi açısından, sanık hakkında kardeşi …..’a yönelik gerçekleştirdiği eylemler sebebiyle işlediği iddia olunan suçlardan diğer dava dosyalarının getirtilip, mümkünse mevcut dava ile birleştirilmesi, aksi halde özetlerinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren onaylı örneklerinin intikal ettirilerek sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
a) 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesi uyarınca suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Yasa ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe Yasanın belirlenmesi gerektiği ve temel cezanın alt sınırdan tayini durumunda 765 sayılı TCK’nun 342/1 ve 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddeleri uyarınca hükmolunacak cezalar eşit ise de 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinde düzenlenen hapis cezasına mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak uygulanan hak yoksunluğuna ilişkin güvenlik tedbirlerinin 765 sayılı Kanunda bulunmaması nedeniyle, 5237 sayılı TCK ile yapılacak uygulamanın aleyhe olduğu gözetilmeden ve bu konuda uygulamalı karşılaştırma yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 07.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.