Yargıtay Kararı 21. Ceza Dairesi 2015/11596 E. 2015/1833 K. 10.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11596
KARAR NO : 2015/1833
KARAR TARİHİ : 10.06.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : 1- Beraat
2- Zamanaşımı nedeniyle davaların ortadan kaldırılması
3- Sanıklar …, …resmi belgede sahtecilik suçundan; mahkumiyetlerine, sanıklar ve … hakkında verilen hükümlerin CYY’nın 231. maddesi uyarınca açıklamasının geri bırakılması,
4- Sanıklar …, …, … ve …’un nitelikli dolandırıcılık suçundan; mahkumiyetlerine

Katılan vekilinin temyiz isteminin dilekçe içeriğine göre sanıklar hakkındaki “beraat” ve “ortadan kaldırma” hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede :
Sanık … hakkında 30.12.2004 tarihli iddianameye konu resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında mahallinde karar verilmesi, hüküm fıkrasında “…” “…” “…” “…” “…” “…” “…” ve “…” şeklinde yanlış yazılı sanık isimlerinin; “…” “…” “…” “…” “…” “…” “…” ve “…” olarak mahkemesince düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
I- Sanıklar … ve … hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz itirazlarının yapılan incelemesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 231/12. maddesi uyarınca temyizinin mümkün olmayıp itiraza tabi olduğu cihetle; sanıklar müdafîilerinin “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik vaki temyiz istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca tebliğnamedeki istem gibi REDDİNE, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 264/2. maddesi uyarınca başvurunun itiraz dilekçesi olarak kabulü ile gereğinin mahallinde takdir ve ifası için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
II- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçundan kurulan hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz itirazları nedeniyle yapılan incelemede:
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanıklara yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4. maddesinde öngörülen asli dava zamanaşımı kesici son işlem olan sanıkların savunmasının alındığı 25.02.2005 ve 28.03.2005 tarihlerinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldığı mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle anılan sanıklar hakkındaki hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
III-
A) Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz itirazları nedeniyle yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu lehe olan anılan Yasanın 102/3. maddesinde öngörülen asli dava zamanaşımının kesici son işlem olan sanıkların sorgusunun yapıldığı 25.02.2005 ve 20.05.2005 tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK’nun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün görüldüğünden, anılan sanıklar hakkında açılmış olan kamu davalarının, gerçekleşen asli zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/3 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca,
B) Sanıklar …, …, …, …, …,…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçundan kurulan hükümlere yönelik katılan vekili ile sanıklar …, …, …, … ve … müdafilerinin temyiz itirazları nedeniyle yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihlerinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, yüklenen suç tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekili ile sanıklar …, …, …, … ve İbrahim Erdamar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta CMUK’nun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak anılan sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen uzatmalı dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca,
istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE,
IV- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükümlere yönelik sanıklar … ve … müdafileri ile katılan vekilinin temyiz itirazlarının yapılan incelemesinde;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 34, 230 ve 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 308/7. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak sağlayacak biçimde açık olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirebilmesi için 5271 sayılı CMK’nun 230. maddesinde belirtilen, suç oluşturduğu kabul edilen eylemlerin gösterilmesi, savunmada ileri sürülen hususlar ile hükme esas alınan ve reddedilen delillerin tartışılıp değerlendirilmesi, her bir sanık yönünden yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğu, dava konusu ve hükme esas alınan belgelerin, suç tarihlerinin ve suçların teselsül edip etmediğinin irdelenmesi ile sanıkların aralarındaki ilişkilerin, eylemlere iştirak derecelerinin ve sonuca nasıl ulaşıldığının açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, bu ilkelere uyulmadan, bir kısım sanıkların şirkette çalışmadıkları halde çalışıyormuş gibi gösterilip adlarına sahte belgeler düzenlenerek menfaat temin edildiği kabul edilip dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği halde resmi belgede sahtecilik suçundan delil yetersizliği nedeniyle haklarında beraat kararları verilmesi, mahkumiyet kararlarında ise hükme esas alınan belgelerin, sanıklar arasındaki iştirak iradesi, suç tarihleri ve delillerin kuşkuya yer vermeyecek şekilde gösterilmeyerek yazılı şekilde gerekçeden yoksun bırakılması,
Yasaya aykırı, sanıklar … ve … müdafileri ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.